Nike ve Apple gibi markaların global çapta tanınmalarına rağmen neden hâlâ reklamlara milyonlarca dolar harcadıklarını hiç düşündünüz mü? Cevap aslında oldukça basit: marka bilinirliği!
Geleneksel pazarlama ve reklam çalışmaları geçmişte başarılı olsa da tüketici tercihleri âdeta evrim geçirdi. Sonuç olarak markalar, kitlelerinin sürekli değişen ihtiyaçlarına uyum sağlamak ve yaratıcı düşünmek zorunda kaldılar.
Bu nedenle büyüklüğü ne olursa olsun her geçen gün sayısı giderek artan onlarca şirket; hedef pazarlarına stratejik olarak yaklaşmak, uygun kaynakları kullanarak onlarla etkileşim kurmak ve tanınabilir, tutarlı bir marka imajı oluşturmak için yeterli marka sadakatini teşvik etmek adına yöntemler arıyor.
Tabii bu noktada marka farkındalığını artırmanın sadakat oluşturmaya yönelik ilk adım olduğu da tartışılmaz bir gerçek. Nihayetinde potansiyel alıcılar markanızın farkında olup onu tanıyana kadar marka ile bağ kuramazlar. Müşteriler, köklü markaları tanır ve onlara değer verirler. Marka farkındalığı teknikleri ise bu noktaya ulaşmanıza yardımcı olabilir.
Rehber niteliğindeki yazımızda size farkındalık yaratma, şirketinizi rakiplerinizden ayırma ve hedef kitlenize gerçek bir değer sunma konusunda faydalı tavsiyeler sunuyoruz. Bu kılavuzda yer alan içgörülerden yararlanarak potansiyel alıcıların hakkınızda olumlu düşünmesini sağlayabilir ve satışlarınızı artırabilirsiniz.
Marka Bilinirliği Nasıl İşler?
Genel olarak marka bilinirliği, tüketicinin bir şirkete ve onun sunduklarına ne kadar aşina olduğunu tanımlar. Şirketin ürünlerini veya hizmetini ne kadar iyi tanıdıklarını ve markanın varlığından ne derecede haberdar olduklarını anlamayı sağlar.
Tüketiciler belirli bir ürün ya da hizmete ihtiyaç duyduklarında otomatik olarak markaları veya marka kimliğinin bileşenlerini düşünerek satın alma işlemi gerçekleştirirler. Bu aşamada markaları tanıma ve hatırlama, marka farkındalığının bir parçasıdır.
Markanızın hedef kitlenizce ne kadar tanındığını analiz ederek marka bilinirliğinizi ölçebilirsiniz. Marka bilinirliği, basit ölçümlerin aksine sosyal paylaşımlar ve trafik gibi birçok farklı KPI’yı içerir.
Marka Bilinirliği Neden Önemlidir?
Apple’ın elmasını gördüğünüzde aklınıza hemen ne geliyor? Domestos’un “Kötüyüm ben kötüyüm!” jingle’ını veya Nokia’nın “Connecting People” sloganını duyduğunuzda ne hissediyorsunuz?
Aklınıza ne gelirse gelsin, ne hissederseniz hissedin; bu örnekleri tanımanız aslında tek bir şeyin önemini kanıtlıyor: marka bilinirliği.
Nihayetinde müşteri kazanmak, pazarlama hunisinin ilk aşaması olan marka bilinirliği oluşturmaya bağlıdır. Marka bilinirliği kampanyaları düzenleyerek geniş bir kitleye ulaşabilir ve sadık bir müşteri kitlesi oluşturabilirsiniz. Üstelik bu kampanyalar işletmenizin çeşitli hedeflerine ulaşmasına da yardımcı olabilir.
Pazarda Mutlak Bir Varlık Oluşturmak
Markanızın tüketici pazarında bilinen bir isim hâline gelmesi için değer sunması, müşterilerinizde güven oluşturması ve olumlu çağrışımlar yaratması gerekir.
Amazon’da bir ürün aradığınızı düşünün. Arama çubuğuna “akıllı telefon” yazarsanız size çeşitli üreticilerden yüzlerce seçenek sunulur. Ancak çok daha pahalı olsalar bile muhtemelen adını hiç duymadığınız bir markanın ürünlerinden ziyade listedeki Apple veya Samsung gibi markaların cihazlarına daha çok ilgi duyarsınız.
Aynı durum markanız için de geçerlidir. Hedef kitlenin markanızı rakiplerinizden daha fazla tanımasını ve hatırlamasını sağlayabilirseniz onları sadık müşteriniz yapma olasılığınız çok daha yüksek olur.
Müşteri Güven ve Sadakati
Bir müşterinin bir markaya duyduğu güven çok önemlidir. Çünkü markanızla güçlü bir bağ kuran müşterilerin tekrar alışveriş yapma olasılığı daha yüksektir.
Marka güveni oluşturmanın ilk adımı, marka farkındalığını artırmaktır. Markanıza bir kişilik kazandırmak ve marka bilinirliğini artırmak; hedef kitlenizle özgün bir şekilde etkileşim kurmanızı, onlardan geri bildirim istemenizi ve onlara bir hikâye anlatmanızı sağlar. Aslında bu yöntem, insanların birbirlerine güven duymaları ile aynıdır.
Marka Değerini Artırmak
Pazarda mutlak bir varlık oluşturup müşterilerde güven duygusu uyandırdıktan sonra mevcut marka değerini artırmaya yönelik adımlar atmak, marka bilinirliğini destekler.
Markalar; olağanüstü müşteri hizmetleri sunarak, ilgi çekici marka hikâyeleri anlatarak, katma değerli ürün ve hizmetler sağlayarak, güçlü bir sosyal medya varlığı oluşturarak ve stratejiyi yönlendirmek için verileri kullanarak müşterilerin gözündeki değerlerini artırabilirler.
Müşterilerde markaya ilişkin olumlu bir imaj yaratmak nihayetinde müşteri sadakati ve güvenini sağladığı için marka farkındalığı oluşturmak, bu süreçte de kritik önem taşır.
Satışları Artırmak
Marka bilinirliği kampanyaları; işletmelerin, markalarını tanımayan potansiyel müşterileri gerçek müşteriye çevirme yolculuğunun ilk adımıdır.
Bu kampanyaların amacı markanın akılda kalma oranını artırmak, hedef kitlede aşinalık yaratmak ve marka hakkında olumlu bir izlenim oluşturmaktır.
Marka farkındalığı yaratan işletmeler, potansiyel müşterileri huninin bir sonraki aşaması olan değerlendirme ve satın alma aşamasına taşıyabilir. Bu aşamada potansiyel müşteriler farklı markaları değerlendirir ve hangisinin ihtiyaçlarını karşıladığına karar verir.
Güçlü bir marka bilinirliği kampanyası, işletmelerin öne çıkmasına ve akılda kalma olasılığını artırmasına yardımcı olur. Nihayetinde marka bilinirliği kampanyasının amacı, daha fazla satış ve uzun vadeli müşteri sadakati sağlamaktır.
Başarılı Bir Marka Bilinirliği Stratejisi İçin İhtiyacınız Olan 4 Element
Markanızı dünyanın en büyük markaları kadar tanınabilir kılmak için neler yapmanız gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Spoiler: Büyük markaların hepsi sadece amansız bir odak ve azimle aynı şeyleri yapıyor!
İşte marka bilinirliği oluşturmak için yapılması gerekenler:
Marka Konumlandırması
İlgi çekici bir marka hikâyesi oluşturmak, markanızı müşterilerinizin zihninde konumlandırmak için çok önemlidir. Bir marka hikâyesi oluşturduğunuzda hedef kitlenizi markanıza bağlayan ve onu rakiplerinizden ayıran bir anlatı hazırlamış olursunuz. Etkili bir marka hikâyesi oluşturmak için markanızın kökenini, misyonunu ve değerlerini göz önünde bulundurarak işe başlayabilirsiniz.
Markanızın kökeni, hikâyenizin kritik bir bileşenidir. Onun nasıl ortaya çıktığını, hangi sorunları çözdüğünü veya hangi amaca ya da amaçlara hizmet ettiğini düşünün. Oluşturduğunuz hikâye, hedef kitlenizin nereden geldiğinizi ve markanızın neden benzersiz olduğunu anlamasına yardımcı olabilir.
Misyon, marka hikâyenizin bir diğer önemli yönüdür. Misyonunuzu belirlediğinizde aslında hangi değerleri benimsediğinizi tanımlamış olursunuz. Böylece hedef kitlenizin markanızın neden var olduğunu ve onu neden desteklemeleri gerektiğini anlamalarını sağlayabilirsiniz.
Son olarak marka değerleri de hikâyeniz için olmazsa olmazdır. Markanızın değerlerini tanımladığınızda onun neyi savunduğunu ve neye karşı durduğunu belirlersiniz. Belirlediğiniz değerler, hedef kitlenizin markanıza neden güvenmesi gerektiğini anlamasına yardım edebilir.
Markanızın hikâyesini tanımladıktan sonra bunu hedef kitlenize iletmek için hikâye anlatımını kullanabilirsiniz. Bu; video içeriği, yazılı içerik, sosyal medya kampanyaları veya diğer pazarlama çalışmaları ile yapılabilir. Amaç; hedef kitlenizle duygusal düzeyde bağlantı kuran, tutarlı ve ilgi çekici bir anlatı oluşturmaktır.
Marka Slogan/Mesajı
Marka sesi, bir işletmenin hedef kitlesiyle çeşitli ortamlarda iletişim kurmak için seçtiği bir kişiliktir.
Bir akşam yemeğine gittiğinizi ve tüm konuklarla sohbet ettiğinizi hayal edin. Konuklar arasında bir kişi hikâye anlatmada harika olduğu için öne çıkıyor. Konuşurken tercih ettiği sözlerinin akışı, dili ve anlatıcının kişiliği herkese unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
İşte marka sesiniz, o akşam yemeğindeki konuk olabilir. Markanızın çevrim içi ortamda kim olduğunu düşünün. O bir insan olsaydı hangi kişilik özelliklerini üstlenirdi ve nelerden kaçınırdı? Markanız hangi ifadeleri ve üslubu kullanırdı?
Tüm bu sorulara cevap bulduğunuzda markanızın vermek istediği mesajı ve tonunu belirleyebilirsiniz.
Slogan ise ileriye yönelik ama aynı zamanda onu duyan veya okuyan herkesin kendi koşullarıyla ilişkilendirmesine olanak tanıyan oldukça açık bir ifade.
Marka sloganı söz konusu olduğunda ilk akla gelen markalardan biri Nike. Nike’ın ünlü “Just Do It” sloganın sergilediği güçlü ve emredici tonun, Nike markasının oluşmasında son derece etkili olduğu görüldü. Slogan artık dünya çapında Nike ile ilişkilendiriliyor.
Orijinal Nike “Just do it” kampanyasının otuz beş yıl önce piyasaya sürüldüğünde başarılı olmasının nedenlerinden biri de tüm kullanıcıların sloganla ilişki kurabiliyor olması.
Tutarlı Kurumsal Kimlik
Marka, şirketinizin potansiyel müşterilere gösterdiği yüzüdür. Bu sadece şirketiniz ve ürününüz hakkındaki ilk izlenimlerini şekillendirmekle kalmaz, aynı zamanda onları sadık bir kullanıcı olma konusunda ikna edebilir.
Marka tutarlılığını korumak güvenilir bir imaj yaratır ve pazarlama stratejileriniz için sağlam bir temel oluşturmanıza yardımcı olabilir.
Tutarlı bir kurumsal kimlik markanız için önemlidir çünkü marka bilinirliğine destek olur. Örneğin McDonald’s’ın aile dostu fast food restoranları ve daha uygun fiyatlı yiyecekleri, kırmızı sarı renk şemaları ve ünlü altın kemerleriyle kolayca tanınabilir.
Marka; çocuk dostu renklerini birdenbire modern, minimalist bir gri ve siyah renk paletiyle değiştirse, menülerin fiyatlarını artırsa ve Ronald McDonald’a özel ince çizgili bir takım elbise giydirse insanlar artık McDonald’s markasını “tanımazlar”.
Tutarlı kurumsal kimlik denince ilk akla gelen markalardan bir diğeri de Coca-Cola. Publicis Italy tarafından yaratılan Feel it kampanyasında Coca-Cola’nın ikonik şişesini göremiyor olsanız da optik yanılsamayla şişenin orada olduğunu düşünüyorsunuz. Yanılsamanın yanı sıra şişenin marka ile özdeşleşen ikonik tasarımı, akıllara anında markayı getiriyor.
Tutarlı mesajlara ve görsel öğelere sahip bir marka yaratmak, pek çok bileşeni içerir. Marka yönergeleri oluşturma, tüm pazarlama varlıklarını aynı çizgide tutma, dijital varlık yönetimini tek bir noktadan sürdürme, içerik stratejisinde yazılı ve görsel anlamda tutarlı bir tona sahip olma gibi unsurlar kurumsal kimliğinizin müşteriler tarafından tanınabilir olmasını sağlayacaktır.
Çok Kanallı Bir Varlık
Herhangi bir marka bilinirliği kampanyası, hedef kitlenizden mümkün olduğu kadar çok kişiye dokunmalıdır. Bu, pazarlama çalışmalarınız için omnichannel yani çok kanallı bir yaklaşım benimsemek anlamına gelir.
Sosyal medya paylaşımlarınız ilgili olan her kanalda yayınlanıyor mu? Yayın temponuz her temas noktasında tutarlı mı? Marka sesiniz nerelere ve kimlere ulaşıyor? Burada önemli olan, çıktılarınızın alakalı olduğu ve içerik pazarlama çalışmalarınızı henüz yayımlamadığınız platformlar arasında bir denge kurmaktır.
Omnichannel aynı zamanda reaktif stratejileri de ifade eder. Yani müşteri desteği ve eyleme geçirilebilir içgörü oluşturma, çok kanallı düşünmenin en iyi sonuçlarıdır. Müşterilerin neyi nerede söylediğini dinlemek ve anında yanıt verebilmek, markalar için tartışmasız büyük bir faydadır.
Marka Bilinirliğinizi Artırmak İçin Uygulayabileceğiniz 10 Anahtar Taktik
Marka bilinirliği yaratmak için temel elementler var olsa da tek seferlik bir projeyle marka bilinirliğini sürdürülebilir şekilde artırmak pek de mümkün değil. Çoklu pazarlama kampanyaları, hedefli pazarlama stratejileri, sosyal medya faaliyetleri, ortaklıklar, iş birlikleri ve daha fazlası sürecin bir parçası olmalıdır.
Hangi yöntemi seçerseniz seçin, hedef kitlenizle var oldukları ve onların dilini konuşabildiğiniz noktalarda sık sık buluşun. Bunu yaparak her durumda daha özgün bir şekilde iletişim kurabilir ve bu anahtar taktikleri daha iyi değerlendirebilirsiniz.
Ürün veya Hizmet Değil, Değer Satın
Hedef kitlenizin demografik yapısı ne olursa olsun, büyük olasılıkla kitleniz; sevdikleri markaların işin temel meselelerinden daha fazlasına odaklanmasını isteyen bilinçli tüketicilerdir.
Başka bir deyişle, kitlenizin gözünde bir duruşa sahip olmak avantajlıdır. Değerlerinizi oluşturmak, yaymak ve sürdürülebilir kılmak sizi rekabette öne çıkarabilir; marka tanınırlığını artıran çağrışımları teşvik edebilir.
Ortaya mükemmel ürün ve hizmetler koymak şüphesiz önemli bir unsur ancak tüketiciler markanızı sürdürülebilirlik, işçi hakları veya toplum desteği ile ilişkilendirebilirse marka bilinirliği önemli ölçüde artacaktır.
Dove; 2004 yılında bedenin kabulü konusuna odaklanan, o zamanlar oldukça radikal ve oyunun kurallarını değiştiren bir kampanya başlattı. Marka, havalı modeller yerine ortalama vücut ölçülerine ve şekillerine sahip sıradan kadınların yer aldığı bir dizi reklam yayınladı.
Hedef kitlesinin çoğunluğunu kadınların oluşturduğu Dove bu reklam çalışması ile markayı; beden imajı, bedene duyulan güven ve öz saygı etrafındaki önemli küresel tartışmada merkezî bir ses olarak konumlandırmayı başardı.
Sosyal Kanıt Anlamında Markanızı Güçlendirin
Değer sağlayarak ve mümkün olduğunca çok sayıda referans toplayarak sosyal kanıtlara odaklanmanız oldukça önemlidir. Çünkü insanlar “satmaya” çalıştıklarınızdan çok ürün ya da hizmetlerinizin yapmalarına ve başarmalarına izin verdiği şeyleri daha kolay satın alacaklardır.
Onlara, size güvenebileceklerini ve sonuç elde edebilecekleri sosyal kanıtlarla göstermeniz gerekir. Bu referansları iletmek ve onları hedef kitleyle paylaşmak, marka bilinirliği oluşturmanın sağlam bir yoludur.
Sektördeki Liderlerle/Markalarla İş Birliği Yapın
Muazzam takipçi kitlesine sahip influencer’lar zaten farkındalık, güven ve sadakat konularına oldukça hâkimler. Bu nedenle onlarla ortaklık kurmak, marka oluşturma serüveniniz için güçlü bir temel oluşturabilir.
Hedef kitlenize seslenen influencer’ların onlarla doğrudan etkileşimde bulması, kitlenizin markanızla daha derin bağlar kurmasına ve onlara güven vermesine olanak tanır. Bu strateji, markanızı hızla daha geniş kitleye tanıtmak ve güvenilir bir imaj oluşturmak için etkili bir yoldur. Bu nedenle sosyal medya platformlarında değerlerinizi paylaşan, kitleleri doğal olarak ürün veya hizmetlerinizle ilgilenecek influencer’larla iş birliği yapmak iyi bir fikirdir.
Bu noktada tek seferlik anlaşmalardan kaçınmanız daha iyi olabilir çünkü bu tür iş birliklerinden öğrenilecek çok az şey vardır. Bunun yerine kanallarında yayınlanan ve zaman içinde değiştirebileceğiniz ortak içerikler üretme yaklaşımını benimseyebilirsiniz.
Influencer iş birlikleri ile büyük ivme yakalayan markalardan biri, Dunkin’ Donut. Ulusal Donut Günü’ne özel yaptıkları çalışmada sekiz influencer Dunkin’ Donuts SnapChat kanalını devraldı. Influencer’lar, destekçilerini Dunkin’ Donut mağazalarına yönlendirmek ve özel tekliften yararlanmak için içerikler yayınladılar. Ayrıca Dunkin’ Donuts, influencer’lara takipçilerinin mağazada kullanabileceği Snapchat Geofilter’ları sağladı.
Sonuç olarak Dunkin’ Donuts, SnapChat kanalında ortalama bir ayda elde ettiğinden on kat daha fazla takipçi kazandı. Kampanya 40.000 etkileşim aldı ve 3 milyon kullanıcıya ulaştı.
Marka Özelinde Bir Hashtag Kullanın
Hashtag kampanyaları, içinde bulunduğumuz sosyal medya çağında marka bilinirliğini artırmak için güçlü bir araç olabilir. Hashtag’ler X, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında belirli bir konu, tema veya etkinlik etrafında konuşmaları organize etmek için kullanılır.
Markalar hashtag kampanyaları oluşturarak, bu kampanyalara katılarak ses getirebilir ve potansiyel müşterilerin dikkatini çekebilir.
İşletmeler; başarılı bir hashtag kampanyası oluşturmak için öncelikle markalarıyla uyumlu, akılda kalan ve alakalı bir hashtag belirlemelidir. Ardından bu hashtag’i ilgili tüm sosyal medya kanallarında tanıtmalı ve takipçilerini, ilgili bir içerik paylaştıklarında onu kullanmaya teşvik etmelidirler.
Kampanyayı daha da güçlendirmek için hashtag’i takipçilerine tanıtmaya yardımcı olabilecek, sektörlerindeki popüler influencer’larla da iletişime geçebilirler. Ayrıca takipçilerine hashtag’i kullanmaları için indirim, eşantiyon veya özel içerik gibi teşvikler de sunabilirler.
UGC kampanyalar arasında son yılların en çok ses getiren işlerinden biri de ALS hastalığına farkındalık yaratmak için başlatılan #ICeBucketChallenge oldu. Kampanya, hashtag’i ile 17 milyondan fazla paylaşım yapıldı. Bill Gates, Lady Gaga ile George Bush gibi isimler de kampanyaya dâhil oldu.
Sosyal Sorumluluk Projeleri ile Öne Çıkın
Yalnızca harika ürünler üreten veya hizmetler sunan bir marka olarak var olmak artık pek mümkün değil. Tüketiciler; tercih ettikleri markaların yalnızca bir şeyi temsil etmesini değil, aynı zamanda hayırsever bir proje üretmesini de bekliyor.
Bunu yapmanın en iyi yolu ise açıkça iyi olmak ve sosyal sorumluluk bilincini sürdürülebilir kılmaktır. Bu projeleri bir dizi PR fırsatı olarak algılamak yerine marka kültürünün bir parçası hâline getirmeniz gerekir.
Örneğin Victoria’s Secret, sosyal sorumluluk projesi olarak uyarlanabilir ürünlerini tanıtmak için bir kampanya başlattı. Engelli bireyler için özel olarak tasarlanmış yeni ürünleri piyasaya sürüyor. Marka, uyarlanabilir sütyen ve külotlarını tanıttığı bir video yayınlayarak güzellik hakkındaki yaygın algıları da değiştirmek istiyor.
Marka Bilinirliğini Artırmaya Yönelik Reklamlar Çıkın
Reklam, marka bilinirliği oluşturmanın çok eski bir yolu olabilir. Ancak reklamların kullanıcılara ulaşma şekli sürekli gelişiyor ve değişiyor. Dijital reklam platformları her geçen gün daha akıllı ve hedefe yönelik hâle geliyor.
Örneğin Facebook’un reklam platformu Meta’yı kullanıyorsanız bir marka bilinirliği kampanyası için tıklama oluşturmak veya satın almaları artırmak için tasarlanan birbirinden farklı kampanyaları bulabilirsiniz.
Kampanyaları yürütürken önemli olan, imkân tanıyan yerlerde A/B testi kullanarak çeşitli yaklaşımları denemek, ardından bu platformların size sunduğu tüm raporlama verilerini kullanmak ve bir sonraki reklamınızda ince ayarlar yapmak için elde ettiğiniz sonuçlardan içgörü edinmektir.
Sosyal Medyada Varlığınızı Aktif Bir Şekilde Gösterin
X, Instagram, TikTok ve Facebook gibi sosyal medya platformları işletmelere; varlıklarını son derece görünür, ilgi çekici bir şekilde ve aktif olarak gösterme fırsatı sunar. Bu; sektör haberlerini, şirket güncellemelerini, müşteri referanslarını, ürün incelemelerini ve daha fazlasını paylaşmanız gerektiği anlamına gelir.
Düzenli olarak ilginç ve bilgilendirici içerikler paylaşmak, işletmelerin potansiyel müşterilerinin aklında kalmasına yardımcı olabilir. Tutarlı bir sosyal medya varlığı oluşturarak kitlenizle yakınlık kurabilir ve kendinizi güvenilir bir bilgi kaynağı olarak kabul ettirebilirsiniz.
Trendleri ve Özel Günleri Yakından Takip Edin
Markalar bilinirliklerini artırmak için trendlerden ve özel günlerden de yararlanabilirler. Trendleri takip etmek markaların, son tüketici tercihleri ve pazar dinamikleri konusunda güncel kalmalarına sağlar. Bu bilgiler ise pazarlama stratejilerini belirlemelerine ve hedef kitleleriyle daha iyi bağlantı kurmalarına yardımcı olabilir.
Markalar; trendleri, özel günleri, popüler ürünleri takip ederek mesajlarını ve ürün tekliflerini tüketicilerin değişen tercihlerine uygun hâle getirebilir.
Bununla birlikte her trend ya da özel gün bir markanın değerleri ve hedef kitlesiyle uyumlu olmayacağından trend kovalama konusunda stratejik davranmak önemlidir. Genel olarak trendleri ve özel günleri takip etmek marka bilinirliğini artırmak için değerli bir yol olabilir. Ancak tüketici tercihlerine uyum sağlamak ile markanızın kimliğini ve değerlerini korumak arasında iyi bir denge kurmanız gerekir.
Coca-Cola ile yıllardır rekabet içerisinde olan Pepsi, Cadılar Bayramı trendlerini iyi bir şekilde değerlendiriyor. Yıllar boyunca her iki marka da sinsice rakiplerinden bahseden kampanyalar yaratsalar da Ekim 2013’te yayına giren bu ünlü reklam, o zamandan beri hafızalarda.
Bu cesur kampanya, dolaylı olarak Coca-Cola’yı “korkutucu” olmakla suçluyor çünkü Pepsi kutusu Cadılar Bayramı kostümü olarak Coca-Cola markalı bir pelerin giyiyor. Pepsi, çoğunlukla şeker veya korku filmi reklamı için tercih edilen bu özel günün avantajını kullanarak yaratıcı ve unutulmaz bir reklam üretmiş oldu.
Kullanıcılarla Etkileşim Hâlinde Olun
Kullanıcılarla etkileşime girmek, marka bilinirliği oluşturmanın önemli bir adımıdır. Bu hem çevrim içi hem çevrim dışı çalışmalarla gerçekleştirilebilir.
Çevrim içi çalışmalar sosyal medya, e-posta ve diğer dijital platformlar aracılığıyla yürütülebilir. Sosyal medya platformlarında kullanıcı etkileşimini izlemeyi, UGC oluşturmayı, müşteri geri bildirimlerini analiz etmeyi ve çevrim içi anketlerle odak grupları yürütmeyi içerebilir.
Çevrim dışı çalışmalar ise etkinlikler ve ticari fuarlar gibi yüz yüze etkileşimlerin yanı sıra kullanıcı testleri ve odak grupları aracılığıyla da yürütülebilir.
Genel olarak yürütülen çevrim içi ve çevrim dışı çalışmalar; kullanıcı tercihleri, davranışları ve ihtiyaçları hakkında size değerli içgörüler sağlayabilir. Bu da markanızın hedef kitlesini anlamanıza, onlarla etkileşime giren içerik ve mesajlar oluşturmanıza yardımcı olabilir.
En büyük iki hedefi marka bilinirliği ve müşteri etkileşimi olan LUSH Cosmetics, dönüşüm hunisinin üst kısmındaki temas noktalarında sundukları içeriğin heyecan yaratması ve değerlendirme noktasında müşterilerin ilgisini çekmesi gerektiğini biliyordu.
Ancak çoğu marka bütçesini üst düzey reklamcılığa ayırırken LUSH Cosmetics farklı bir yol izledi. Bunun yerine toplulukları tarafından oluşturulan orijinal ve ilgi çekici içerikleri, onlarla etkileşime geçerek yayınlamaya başladılar. Bu şekilde hem UGC’in gücünden faydalandılar hem topluluk yönetimine etkileşim unsuru etkilediler.
İç İletişimin Gücünü İhmal Etmeyin
Çalışan deneyimini iyileştirmek, iyi kariyer fırsatları sunmak ve işe alım konusunda başarılı hamleler yapmak markanızın bilinirliğini artırmak için etkili stratejilerdir.
Çalışanların gelişimine değer veren, onları destekleyen ve olumlu bir iş yeri ortamı yaratan işletmeler; kendilerini tercih edilen bir işveren olarak konumlandırabilirler. Şirketler, çalışanlarına büyüme ve ilerleme için fırsatlar sunarak hem çalışanlarının gelişimine verdikleri önemi hem onları kaybetmek istemediklerini gösterebilirler.
Bu sayede en yetenekli çalışanları da şirkete çekebilirler. İşinde gerçekten iyi olan kişileri işe almak ise işletmelerin kendilerini alanlarında uzman, markalarını da sektörde lider olarak konumlandırmalarına yardım eder.
Marka Bilinirliğini Nasıl Ölçümleyebilirsiniz?
Marka bilinirliği oldukça basit bir sorunun cevabıdır: Markam ne kadar tanınıyor? Ancak doğru metrikleri doğru yöntemlerle takip etmediğiniz sürece bu, yanıtlanması zor bir sorudur. Marka bilinirliğini sağlıklı bir şekilde ölçümlemenin bazı yollarını inceleyelim:
Web Sitenize ve Paylaşım Kanallarınıza Akan Trafik
Web sitenizin trafiği artıyor mu? Bu harika. Peki, çoklu kanal stratejinizi ilerlettiğiniz paylaşım ağlarında görüntülenme ve erişim istatistikleri ne durumda?
Arama verileri, marka bilinirliği analizi ve pazar payı söz konusu olduğunda önemli bir veridir. İşin püf noktası yalnızca web sitenize gelen trafik miktarına bakmak değil, aynı zamanda kullanıcıların hangi anahtar kelimelerle siteye geldiklerine ve yönlendirmeleri takip edip etmediklerine de bakmaktır.
Farklı keyword’lerden gelen tıklamaların yanı sıra kullanıcıların direkt olarak marka keyword’lerinizi aratması da marka bilinirliği adına oldukça pozitif bir durumdur. Bu, sizi hatırladıkları ve aradıkları şey için sizi doğru bir seçenek olarak gördükleri anlamına gelir.
Trafik istatistikleri hakkında her şeyi araştırmak için Google Adwords ve Google Analytics araçlarını kullanabilir, web siteniz ve yönlendirmelerinizle ilgili pek çok veriyi analiz edebilirsiniz.
Marka Bahsetmeleri
İnsanların markanızdan haberdar olup olmadığını öğrenmenin bir başka yolu da sizin hakkınızda konuşup konuşmadıklarını bilmektir. Kullanıcıların şirketinizle ilgili attığı tweet’ler, yayınladıkları Instagram post’ları veya TikTok videoları bu konuda fikir verebilir.
Hangi kullanıcıların şirketinizle ilgili konuştuğunu görmek için tüm sosyal medya platformlarını, blogları, web sitelerini ve yayıncıları takip etmenize olanak tanıyan bazı 3. part uygulamalar bulunur. Brand24, BoomSonar veya Sensekit gibi uygulamalar aracılığıyla hem marka bahsetmelerini ölçümleyebilir hem kullanıcılarla hızlıca etkileşime geçebilirsiniz.
Branded Search
Markalı arama, bir şirketin marka adını veya görsel kurumsal kimliğini hedefleyen bir arama türüdür. Şirketlerin pazarlama çalışmalarının ne kadar iyi işlediğine dair bir gösterge sağladığından marka bilinirliğini ölçmek için yararlı bir araç olabilir.
Bir şirketin aldığı markalı arama sayısını izleyerek ve bu aramaların arkasındaki amacı anlayarak hedef kitlelerinin ihtiyaçları, tercihleri ve davranışları hakkında değerli bilgiler edinilebilir.
Ürünleriyle ilgili yüksek miktarda markalı arama alan bir işletme, güçlü marka bilinirliğine sahiptir. Markalı aramalar, satın alma işlemi yapmak için şirketi aktif olarak araştıranlar veya marka hakkında olumlu bir algıya sahip olanlar gibi belirli müşteri segmentleri hakkında da bilgi sağlayabilir.
Social Listening
Sosyal medyadaki takipçileriniz de size erişiminizin ne kadar geniş olduğu ve kaç kişinin markanızı tanıdığı hakkında bir fikir verebilir. Çoğu insanın sizinle ilgilendikleri ve sizi sevdikleri için takipçiniz olacağını varsayarsak bu, marka bilinirliğinizin oldukça iyi bir resmini gösterebilir.
Takipçilerinizin içeriklerinizi görme olasılıkları daha yüksektir. Yani kim ve ne yapmakta olduğunuzu unutma ihtimalleri daha düşüktür. Yerleşik ve yeni gelişen markalarla dolu bir pazarda akılda kalmak, aşinalığı korumanın anahtarıdır.
Gönderilerinizin erişimine diğer bir deyişle içeriğinizin gördüğü ilgiye dikkat etmeli ve gönderilerinizi optimum marka bilinirliği sağlayacak şekilde planlamak için bu ölçümü kullanmalısınız. Günün belirli bir saatinde paylaşım yapmak daha iyi erişim sağlıyorsa bunu, gelecekteki paylaşımlarda da hesaba katmalısınız.
Marka bahsetmelerinde olduğu gibi başlangıçta pek çok kanalı aynı anda ölçümlemek zor görünebilir. Fakat tüm bu kanalları sizin için ölçümleyen bazı uygulamalar var. Hootsuite, Buffer ya da SproutSocial gibi uygulamalar sayesinde tüm kanallarınızı tek bir yerden kontrol edebilir ve analizlere ulaşabilirsiniz.
Marka Farkındalığı Anketleri
Dijitalde vakit geçiren her kullanıcının zaman zaman önüne çıkan marka anketleri, bilinirliği ölçmenin en iyi yollarından biridir. Marka farkındalığı anketlerinde yapmanız gereken ilk şey; hedef grubunuzu, yani markanızdan haberdar olmasını en çok istediğiniz kişileri seçmektir.
Marka bilinirliğini ölçmek için tüketicilere(yalnızca mevcut müşterilerinize değil) yönelik çevrim içi anketler yapmak iyi bir seçenektir. Marka takibi ve algısı anketlerini zaman içinde yürütmek, markanıza ilişkin bilgi ve beğenideki önemli dalgalanmaları ortaya çıkarır. Böylece trendleri tespit etmenize ve bu dalgalanmalar sorun hâline gelmeden harekete geçmenize olanak tanır.
Marka bilinirliği anketi oluştururken aklınızda net bir stratejinin olması önemlidir. Anketle marka tanınırlığını mı yoksa hatırlanmasını mı değerlendiriyorsunuz? Hedef kitlenizin markanızın tam olarak ne yaptığını bilip bilmediğini görmeye mi çalışıyorsunuz? Çoktan seçmeli seçenekleri kullanmayı mı planlıyorsunuz yoksa serbest metinleri mi tercih ediyorsunuz?
Tüm bu sorulara yanıt verdikten sonra amacınıza uygun anketler oluşturarak hedef kitlenizle etkileşime geçebilirsiniz.
Marka bilinirliği, işletmenizin genel büyüme serüveninin ve sağladığı değerin tüketiciye nasıl aktarıldığını gösteren temel bir veridir. İster yeni ürün veya hizmetleri tanıtmayı ister daha geniş kitlelere ulaşmayı amaçlıyor olun, marka bilinirliği; satışları artırma, güvenilirlik oluşturma ve pazarlama operasyonlarınızı daha iyi hâle getirme gücüne sahiptir.
Unutmayın, her markanın sorunlara benzersiz yaklaşımı ve sesi ile anlatacak özel bir hikâyesi vardır. Kendinize ait bir kimlik yaratarak bu ipuçlarını takip edin ve marka bilinirliğinizi artırın!