İçerik Pazarlaması
SEO ve İçerik Pazarlaması Dünyasında 2025 Trendleri Neler Olacak?
Burcu Aydoğdu

Burcu Aydoğdu

Search Engine Optimization Manager

AnalyticaHouse

Erhan Kolci

Erhan Kolci

SEO Team Lead

Boosmart

Funda Güleç Yalçın

Funda Güleç Yalçın

Yazı İşleri Müdürü & Finfluencer

FinTechTime

Gizem Akmanlı

Gizem Akmanlı

Content Marketing Specialist

Mükellef

Gül Ekiz

Gül Ekiz

Community & Content Director

İçerikmatik

Hüma Deniz Hacıoğlu

Hüma Deniz Hacıoğlu

SEO Director

Ingage Dijital Pazarlama

İbrahim Akşen

İbrahim Akşen

Founder

Roible

İlyas Teker

İlyas Teker

Founder, SEO Consultant

Mosanta

Kürşad Uğurlu

Kürşad Uğurlu

SEO Specialist

Inveon

Mert Erkal

Mert Erkal

Founder

Stradiji.com

Özge Yılmaz

Özge Yılmaz

Content & Community Director

KızlarSoruyor

Serhat Bayat

Serhat Bayat

Content Director

Onedio

Tuğçe Demirkol

Tuğçe Demirkol

Sr. Search Engine Optimization Executive

growity°

Uğur Eskici

Uğur Eskici

Founder

Kriko

Yagmur Simsek

Yagmur Simsek

Founder

Search 'n Stuff

Sektörden birçok uzmanın çok değerli katkılarıyla hazırladığımız 2025 trendleri içeriğimizi sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Burcu Aydoğdu

Burcu Aydoğdu

Search Engine Optimization Manager

AnalyticaHouse

Erhan Kolci

Erhan Kolci

SEO Team Lead

Boosmart

Funda Güleç Yalçın

Funda Güleç Yalçın

Yazı İşleri Müdürü & Finfluencer

FinTechTime

Gizem Akmanlı

Gizem Akmanlı

Content Marketing Specialist

Mükellef

Gül Ekiz

Gül Ekiz

Community & Content Director

İçerikmatik

Hüma Deniz Hacıoğlu

Hüma Deniz Hacıoğlu

SEO Director

Ingage Dijital Pazarlama

İbrahim Akşen

İbrahim Akşen

Founder

Roible

İlyas Teker

İlyas Teker

Founder, SEO Consultant

Mosanta

Kürşad Uğurlu

Kürşad Uğurlu

SEO Specialist

Inveon

Mert Erkal

Mert Erkal

Founder

Stradiji.com

Özge Yılmaz

Özge Yılmaz

Content & Community Director

KızlarSoruyor

Serhat Bayat

Serhat Bayat

Content Director

Onedio

Tuğçe Demirkol

Tuğçe Demirkol

Sr. Search Engine Optimization Executive

growity°

Uğur Eskici

Uğur Eskici

Founder

Kriko

Yagmur Simsek

Yagmur Simsek

Founder

Search 'n Stuff

2025 Yılı SEO Trendleri & Başarı İçin İpuçları

SEO trendlerinin sektör gereği sürekli güncellenmesi ve değişmesi trendlerin takibini hâlâ gerekli kılıyor. İnsanların bilgi edinme ihtiyacının karşılanması gereği algoritmalar gün geçtikçe daha akıllı hâle geliyor ve birkaç yıl önce harikalar yaratan trendler artık popülerliğini kaybediyor.

Örneğin pandeminin etkisiyle sesli arama trendinin beklentiyi karşılamaması ve araç kullanmak haricinde işlevsel bulunmaması nedeniyle trend listelerinden hızlıca kalkmasını hep birlikte deneyimledik.

Günümüzde yapay zekâ (AI), arama motorlarının çalışma biçiminde devrim yaratıyor. 2024 yılının SEO trendlerinde yapay zekânın tüm endüstriye etkisi ve iş üretim biçimimizi derinden etkilemesi en güçlü adaydı. 2025 yılı için de bu trendin gelişerek biçim değiştirmesi ve varlığını hissettiriyor olması bekleniyor.

Hep birlikte 2025 yılı SEO trendleri ve organik büyüme için ipuçlarına detaylıca bakalım.

2025 Yılı SERP Gösterimindeki Beklentiler: SGE & Kişiselleştirilmiş Sonuç

En çok tercih edilen arama motoru olan Google'ın RankBrain ve BERT algoritmaları; kullanıcının niyetini daha iyi anlamak için yapay zekâyı zaten dâhil etmeye başlamıştı. 2025 yılı içerisinde SERP’teki gelişmiş yapay zekâ gösterimi ve kişiselleştirilmiş sonuçlar için BARD, MUM ve PaLM2 dil öğrenme modellerinden daha fazla yararlanacak gibi görünüyor.

Geçen yıl beklentilerinde yer alan SGE (Search Generative Experience) ve Arama Yapay Zekâsına Genel Bakış (veya arama deneyimi oluşturma) özelliğinin bu yıl daha aktif olması ve sektöre damga vurması bekleniyor.

SGE gösterimi aşağıdaki 2 kaynak görselde olduğu biçimde gösterim elde ediyor.

Dünyaca tercih edilen marketplace’lerin kendi içlerinde bir arama motoru hâline geldiğini her birimiz kişisel hayatlarımızda deneyimliyoruz. Kullanıcı ihtiyacındaki bu değişim sonrası Google, SERP gösterimini kullanıcının SERP ekranından ayrılmadan satın alım ihtiyacını karşılayabileceği bir biçime dönüştürdü. (Türkiye gösterimi henüz gelmediği için deneyimlememiş olsak dahi yurt dışı kaynaklarından bizler de gösterime erişebildik.)

Kişiselleştirilmiş sonuç gösterimi elde edebilmek için Transactional niyet ile uyumlu olan sorgular Google SERP ekranında sol kenar çubuğu olarak görünen, Amazon web sitesi deneyimine benzeyen bir filtre ile gösterilebiliyor.

Örnek sorgu: buy iphone 16 pro max

Google sonuç ekranında kullanıcıların doğrudan satın alma sağlayabileceği sonuçlar listeliyor. Yine filtre alanı ile farklı arama motorlarına ya da destekleyicilerine ihtiyaç duyulmadan SERP’in bir e-ticaret sitesi gibi etkin kullanımını hedefliyor.

Kişiselleştirilmiş sonuçların gösterim akışı ile ilgili SEO sektörü aşağıdaki etkileri bekliyor.

1. Google, sorgu ile alakalı reklamları SERP’te AI Overview kutusuyla veya onun üstünde görüntülemeye çalışacaktır.
2. Yapay zekâ arama motoru, kullanıcının tercihlerine ve geçmiş satın alımlarına göre reklam gösterecektir.
3. Kullanıcılar sonuç ve yanıt kutusundan ayrılmadan alışveriş yapabileceklerdir.

Özetle Google, kendisini bir alışveriş asistanına dönüştürecek ve önümüzdeki yıllar içerisinde bu dönüşümü yapay zekâ desteğiyle geliştirecek.

Organik Trafik & CTR Metriğindeki Değişimler

2025 yılında SERP ekranında SGE, yapay zekâ gösterimi ve kişiselleştirilmiş sonuçların varlığının organik trafik beklentisine etki etmesi bekleniyor. Google’ın yapay zekâ gösterimiyle yanıtlarında daha derinlemesine ve kişisel sonuçlar sunacağı beklentisiyle organik CTR metriklerinde genel bir düşüş trendi öngörülüyor.

SGE gösteriminin SERP’in %50’sini kaplaması nedeniyle Google rekabeti dâhil olunabilir tutabilmek için SGE gösterimindeki sonuçları açılır bir menüyle gösterime getirmeye başladı.

Bu durum iki açıdan web sitelerini etkileyecek gibi görünüyor:

1. İlk 5 sonuçta gösterim elde eden organik sonuçların tıklama kazanma potansiyeli de artmış olacak.
2. Kullanıcı erişmek istediği sonuca SERP’ten erişebileceği için CTR metriklerinde azalma olacak.

Tahminlerin ötesinde, konu ile ilgili Smart Insights’ın sağladığı araştırmaya göre Google'ın organik arama sonuçlarında 1. sıradaki konumun artık ortalama %39,8 CTR değerine sahipken 2. sıranın CTR değeri %18,7, 3. sıranın CTR değeriyse %10,2'dir.

Backlinko CTR analizi’nde Google'ın organik arama sonuçlarındaki en üst sonucun ortalama %27,6 CTR değerine sahip olduğunu ve buna ek olarak, ilk 3 Google arama sonucu kümülatif olarak tüm tıklamaların %54,4'ünü aldığını açıklıyor.

Benzer şekilde, Search Engine Land analizine göre, aramaların yalnızca %7'sinde AI Overview bulunsa dahi yanıta dayalı sorulara göre uyarlanmış içeriklerin organik trafik oranında azalma gözlemlenmiş.

Aşağıdaki ekran görüntüsü ise Similarweb kaynağının dünya çapında masaüstü ve mobil cihazlardaki CTR ve Zero-Click sonuçlarına ait 2020 yılı verisini içeriyor.

Kaynak: In 2020, Two Thirds of Google Searches Ended Without a Click & Zero-click Google searches rose to nearly 65% in 2020

Aksi yandan artık organik sonuçlar da üst sıralarda yer alıyor olmak ve zero-click pozisyonda yer alabilmek her zamankinden daha da büyük önem taşıyor olacak.

Diğer bir yandan SGE & AI gösterimi ile birlikte organik trafik performansını ölçümleyecek başka metrikler / search features hayatımıza dâhil olabilir.

Google Tarama & Index Sürecindeki Dönüşüm

Google arama motorunun sürdürülebilirliği ve kaynak tasarrufu sağlayabilmek adına yerine getirmesi gereken görevlerinden biri tarama ve index süreçlerini daha az kaynak ihtiyacıyla neticelendirmektir.

Fakat Google’ın birçok arama motoru botunun aksine kaynak tasarrufu için IndexNow teknolojisine geçmediğini biliyoruz. IndexNow teknolojisi; web sitesi sahiplerinin içerik değişikliklerini arama motorlarına anında bildirmelerini sağlayan bir protokoldür. Bu sayede yeni eklenen, güncellenen veya silinen sayfalar hızla arama motorları tarafından fark edilerek dizine eklenir ve arama sonuçlarına yansıtılır.

Diğer yandan SEO profesyonelleri tarafından web site takiplerinde biliyoruz ki Google, tarama ve index istatistiklerini düşüş trendine gidiyor. Yani web sitelerini eskisi kadar sık taramıyor ve index sürecine uzun bir vakit ayırmıyor. (Kaynak: Stan Ventures)

Google, sürdürülebilir bir tarama ve indexleme süreci için sunucularında yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktansa algoritma güncellemelerine gidiyor. Bu nedenle 2025 yılında ve gelecekte algoritma güncellemelerinin sürelerinin kısalmasını ve yapay zekâ desteğinin daha aktif olacağını öngörüyoruz.

2025 Yılında İçerik Üretiminde Yapay Zekâ Kullanımı

Kullanıcıların kolay ve hızlı bilgi edinme ihtiyacı alternatif bilgi erişim kaynaklarının varlığını artırıyor. Hızlı olmasına rağmen yapay zekâ yanıtları doğruluk ve derinlik açısından geçtiğimiz yıl epey bir eleştiriye maruz kalmıştı. Bu durum da yine bu yıl içerisinde hızlı bilgi kaynağı olmasına rağmen kullanıcıları özel ve niş içerik arayışına sokmaya devam etti.

Google da E-A-T algoritmasını bir “E” daha ekleyerek içeriklerde Expertise, Authoritativeness ve Trustworthiness arayışına Experience özelliğini de ekleyerek güncellemişti.

AI ile içerik üretiminde geçtiğimiz yıldan beri gündem, insan iç görüsünü teknolojik gelişimle harmanlayan stratejiler yaratmaktı. Geçtiğimiz yıl ve bu yılın beklentisi, zorlu olsa dahi AI otomasyonunu insan uzmanlığıyla dengelemek olacaktır.

Google’a güvenilirlik sinyalleri verebilmek adına E-E-A-T algoritmasına uyumluluk ve AI & insani içgörüyü barındıran içerik üretiminde SEO profesyonelleri;

  • Deneyimlenmiş içerik oluşturma
  • Şeffaf bilgi paylaşımı sağlayan içerik oluşturma
  • Kullanıcı incelemeleri, değerlendirmeleri & etkileşimi kazanma
  • Hedef kitle yaratma
  • Hedef kitle & sektör için otoriter olma

konularında geleneksel trafik edinme stratejilerinin ötesine geçmeye zorlandı.

Yapay zekâ içeriği, arama sonuçları sayfalarında daha fazla yer kapladığından insanlar yalnızca gerçek kullanıcıların deneyimlerinden ve bakış açılarından gelen özgün içgörülere ihtiyaç duyuyor ve duymaya devam edecek.

2025 yılında ve gelecekte yalnızca AI ile oluşturulmuş ve deneyimlenmiş olmayan, insani içgörü barındırmayan içeriklerden performans elde etmek gittikçe zorlaşacak. SEO sektöründe 2025 beklentisi; arama motorlarının tam da bu nedenle forumlara ve kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğe (UGC) öncelik vereceği yönündedir.

AI ile üretilen içeriğin yapaylığı ve E-E-A-T algoritması ile uyumlu olamaması durumu; kullanıcıların kolay ve hızlı bilgi edinme ihtiyacına yönelik alternatif kaynakların çıkması yalnızca içerik akışını değil, alternatif bilgi edinme kaynakların organik stratejiye yön vermesi üzerinde de etki yarattı.

Kullanıcının hızlı ve kolayca erişmek istediği bilgileri bilmek ve içerik stratejisi kurgulamak için LLM’ler, TikTok gibi mecralar, Quora ve Reddit gibi platformlarda kullanıcının bir konu hakkında ne tür bilgi edinmeye ihtiyacı olduğu ve hangi sorulara sahip olduğuna yönelik araştırma için başvurulan platformlar olarak yer aldı.

2025 Yılı SEO Trendleri Nelerdir?

1. Güncel İçerik: Algoritma güncellemeleri ve Google’ın crawling & indexing süreçlerindeki düşüş trendi nedeniyle içeriği var olan içeriği güncel tutmak ve yeni kullanıcı ihtiyaçlarını karşılar hale getirmek artık daha büyük trend taşıyor.

Algoritma güncellemeleri ve Google’ın crawling & indexing süreçlerindeki düşüş trendinin haricinde AI ile üretilen içeriğin varlığı kullanıcının anlık güncel ihtiyacını daha yakından takip etme gerekliliğini artırıyor.

2. SGE & AI Overview Gösterimine Uyumlu İçerik Üretimi: SERP’teki AI gösteriminin aktif olmasının yukarıdaki öngörüler ile organik CTR metriğini düşürmesi öngörülüyor.

Diğer yandan, organik sonuçlarda ilk sıralarda yer almak artık daha da kritik olacak. AI gösterimi & zero-click konumunu elde edebilmek ile uyumlu içerik üretmek değerli hale geliyor. SGE ve AI gösterimi sayesinde zero-click pozisyonda yer almak artık çok daha önemli hale gelecek.

3.Kişiselleştirilmiş SERP Deneyimi & E-Ticaret Sonuçları: 2025 yılında arama motorları muhtemelen kullanıcı tercihlerine ve davranışlarına dayalı olarak daha kişiselleştirilmiş arama sonuçları sunacak. Tıpkı bir kişisel asistana dönüşerek, e-ticaret sonuçlarını listeleyecek.

Google’ın, yaygın e-ticaret platformalarının site içi arama motorlarının gelişmiş kullanımına eşlenik olarak SERP’ten deneyim elde edebilmeleri sağlanacak. Bunun için web sitelerinin ürün sayfalarını bu gösterimi elde edecek biçimde dönüştürmesi gerekiyor.

4. Görsel Arama: Görsel arama teknolojisi ilgi kazanıyor ve kullanıcıların metin yerine görseller kullanarak arama yapmasına olanak tanıyor. (Google Lens & Pinterest platformlarının kullanım trendi)

Ek olarak, Mart 2024 Core Update'in etkisinin gözlemlediği Ağustos 2024 güncellemesinin ardından e-ticaret web sitelerinde ürün detay sayfalarında keskin gösterim kayıpları yaşandı.

Bu kayıp; Google’ın image pack gösterimi ile sunduğu ürün linklerinin gösteriminde güncellemenin etkisinin hissedilmesiydi. Analizin detaylarına Algoritma Güncellemeleri Sonrası Organik Performans Düşüş Analizi & Mart 2024 Güncellemesi içeriğinden erişebilirsiniz.

Bu nedenle, 2025 yılında SERP’teki e-ticaret gösterimi ile ürün sayfalarının ve image pack SERP gösterimi ile elde edilecek organik trafiğin popüler olması bekleniyor.

5. Algoritma Güncellemelerindeki Davranış Takibi: Crawling & indexing süreçlerindeki kaynak tüketimi nedeniyle Google’ın, algoritma güncellemelerini daha sık gerçekleştirmesi öngörülmektedir.

6. Link İnşası: Sızdırılan Google sıralama dokümanına yönelik bilgilerden PageRank algoritmasının hala değerli bir faktör olduğu bilgisine eriştik. Bu bilgi sızmasaydı dahi birçok SEO profesyoneli algoritmanın çalışma mantığı gereği link inşasının kritik bir faktör olduğunu inkar etmiyordu.

7. Bilinirlik (Domain & Yazar): SERP’teki AI gösteriminin aktif olacağı 2025 yılı içerisinde marka & yazar bilinirliği, niş bir hedef kitlede otoriter olmak vb. gibi konular AI gösteriminde yer alabilmek adına özellikle değerli hale gelecek.

Marka & yazar bilinirliğinde AI gösterimi algoritmasının akışı;

1. Algoritma her bir yazarı (bir varlığı) belirli bir niş (hedef kitle & kullanıcı) ile eşleştirecek.
2. Algoritma yazarın bu hedef kitle üzerindeki Experince (Deneyim, geçmiş içeriklerinin paylaşımı) ve Authority (otorite, güvenilir içerik paylaşımı) durumunu belirleyebilecek.
3. Algoritma E-E-A-T değerlerine uygun olacak yazar & marka/domaini sonuç ekranında listeleyecek ve AI gösterimi sağlayacak.

Bu nedenle yazarlar ve markalar/domainlerin, niş bir konuda güvenilirliklerini ve deneyimlerini kanıtlayacak yeterli dijital kanıta sahip olmaları gerekecek.

8. Knowledge Graph & Otorite Kazanımı: Mart 2024 Core Update'in etkisinin gözlemlediği Ağustos 2024 dönemindeki algoritma güncellemesinin ardından Google’ın image pack ve knowledge graph gösterimi gibi SERP niteliklerinde güçlü bir sıralama değişimi deneyimlendi.

Bu tür sorgular; algoritma güncellemelerinde tespit edilen anahtar kelimeler içerisinde yer alıyor. Bu sorgularda performansın sürekliliğini sağlamak algoritmalar ile uyumlu olmayı da getirecektir.

9. E-E-A-T: YMYL kapsamı giren web sitelerinin haricinde Google, online mağazalar ve ürün incelemeleri web siteleri için de EEAT algoritmasına uyum faktörü aranıyor ve bu algoritmanın geçerliliği devam ediyor olacaktır. Online mağazalar için Google bu başlıkları;

  • Kullanıcı yorumları,
  • Güvenli çevrimiçi ödeme sistemleri,
  • Güvenilir müşteri hizmetleri
  • gibi metrikler çerçevesinde ağırlıklandırıyor.

Online mağazalar için bu E-ticaret web sitelerindeki yorumlarda ve içerik üretiminde Google; içeriği hazırlayan yazarın ya da yorum yapan kullanıcının kimliğine göre o web sitesini/uygulamayı kullandığı ya da o ürünü satın aldığı gibi verileri teyit ederek ilerlemesi bekleniyor.

10. Kullanıcı Niyeti, Kapsamlı İçerik & Helpfull Content: 2024 yılının güncellemelerinden Helpful Content algoritmasının varlığı ile web siteleri artık içeriğinin yararlılığına göre sınıflanıyor. Yararsız, web sitesinin hedef kitlesi ile örtüşmeyen ve kullanıcı niyetini gözetmeyen içerikler tüm web sitesinin yararsız olarak nitelenmesine neden olacaktır.

En önemli faktör, web sitelerinin hedef kitlelerinin ihtiyaçlarına karşılamaya devam etmesi olacaktır. Arama motorları; yapay zeka alternatiflerinin varlığı ile kullanıcının arama amacının ardındaki ince ayrıntıları anlama konusunda daha etkin hale geldi. Arama motorları artık sadece anahtar kelimeleri eşleştirmiyor; kullanıcıların bulmak istediklerini daha derinlemesine inceliyor.

Kullanıcı niyetinin haricinde kullanıcıların önce faaliyet gösterdiği pazarı anlamaya yönelik ikili bir sürece kaydırmak ve ardından gerçek zamanlı olarak değişen taleplere daha stratejik bir yaklaşım benimsemek önem kazanacak.

Özetle, kullanıcının tüm yolculuğunu stratejiye dahil etmek her zamankinden önemli olacaktır.

11. Core Web Vitals: 2024 döneminde kullanımı sunulan Interaction to Next Paint (INP)metriği; bir sayfanın kullanıcının gibi tüm tıklama, dokunma ve klavye etkileşimlerine genel yanıt verme yeteneğini ölçümleyen bir metriktir.

Core web vitals metriklerindeki bu güncelleme; bu metriğin hala bir sıralama faktörü olacağının göstergesi olmuştur.

12. Kullanıcı Analizi, Lifetime Value & Retention: Web sitesi kullanıcılarının davranışsal analizi; aranma hacmi yüksek anahtar kelimelerde içerik üretiminden daha kazançlı bir strateji kurgulanmasına destek olabilir.

13. Yapısal Veri İşaretlemesi Kullanımı: Google’ın crawling & indexing süreçlerindeki düşüş trendi nedeniyle schema markup kullanımının özellikle yoğun kullanımı beklenmektedir.

2025 Yılı SEO Trendleri İçin Başarı İpuçları & Optimizasyon Alanları Nelerdir?

1. Güncel içerik için kullanıcıların içerik üretilmiş konu ile ilgili güncelde edinmek istediği bilgi Reddit, Quora, TikTok gibi platformlardan elde edilebilir. İçerikler bu platformdaki bilgiyi entegre edecek biçimde güncellenebilirler.

2. SGE & AI gösterimi elde edebilmek ve alternatif yapay zeka sonuç ekranlarında gösterim elde edebilmek için; zero-click içeriklerinin olduğu bir rekabette başarılı olmak için yararlı ve kullanıcılara öncelik veren içerik oluşturmak değerini koruyacak.

  • Otoriter olunması hedeflenen alakalı anahtar kelimelerde Featured Snippet elde etmek hedefi,
  • Tarama kolaylığı ve geniş SERP gösterimi elde edebilmek adına içerik ile uyumlu schema mark up kullanımı,
  • Search intent ile uyumlu içerik,
  • İçerikte uzun başlıklar ve soru kalıpları içermek,
  • İçerikte yaygın, sık sorulan ve güncel kullanıcı sorularına yer vermek,
  • İçeriğin NLP uyumluluğunu artırmak,
  • İçerikte ben merkezli kişisel soru kalıpları kullanmak,
  • NLP uyumluluk gereği sesli arama trendi ile uyumlu içerikler hazırlamak,
  • İçeriği alt başlıklara bölmek,
  • İçerikte maddeleme, listeleme ve tablo içerik barındırmak,
  • İçerikte son dönem SERP gösteriminde artış eğilimi olan deneyimlenmiş görsel içerik barındırmak,

3. E-ticaret SERP gösterimi elde edebilmek için;

  • Ürün sayfalarının SEO uyumlu çalışması,
  • Product & ProductGroup yapısal veri işaretlemelerinin doğru çalışması,
  • Product snippet’ta review type’larının dahil olması,
  • Ürün sayfalarının yorum almasını teşvik etmek,
  • Ürün sayfalarında görsel SEO gerekliliklerinin kusursuz çalışması,
  • Görsel site haritasının iletilmesi,
  • Ürün sayfalarının hız performansı için; preload ve lazyload aksiyonlarının alınması,
  • Arama motoru botlarının SERP’te ilişkilendirme sağlayabilmesi için web sitesi içerisindeki kategori sayfalarında etkin ve doğru filtreleme seçenekleri,

4. Görsel SEO gereklilikleri için;

  • Görsel dosya adı, alt text & title değerlerinin optimizasyonu,
  • Görsel site haritası eklenmesi,
  • Görsellerin hızlı yüklenebilmesi adına ihtiyaç duyulan optimizasyon (preload, lazyload kullanımları)
  • Image snippet’ı dahil edilmesi,

5. Crawling & indexing süreçlerilerindeki algoritma güncellemelerinin sıklığının artması beklenmektedir. Bunun için; her bir algoritma güncellemesi sonrası SERP değişimindeki tutum takip edilerek web sitelerinin SEO stratejisi yeniden planlanmalı ve kurgulanmalıdır.

6. PageRank & link inşasını canlı tutabilmek için; backlink ve internal link inşasını aktif kullanmak sağlanabilir.

Off-Page link inşası için ipuçları;

  • Backlink kazanımındaki çeşitlilik,
  • Alakalı backlink kazanımı,
  • Anchor text çeşitliliği,
  • Yeni backlinklerin daha değerli olması gereği sürdürülebilir backlink inşası,
  • Spam içerikli backlinklerin domain otoritesine zarar verebileceği (Disavow dosyasındaki açıklamalara rağmen),

Internal link inşası için ipuçları;

  • Topic cluster kurgusu sağlamak,
  • Pillar page’ler arasında link inşası kurgulamak (kullanıcıları genelden, niş içeriklere yönlendirecek link inşası kurgulanması),
  • Site scroll rate vb. event kurulumlarına göre etkileşim stratejisinin geliştirilmesi

7. Marka & yazar bilinirliği için;

  • Niş konuda otoriter, güvenilir, deneyimli olunduğunu ispatlayan içerik stratejisi,
  • Yazar sayfalarının oluşturulması,
  • Yazar kimliği ve deneyiminin sinyallenmesi,
  • İçerik paylaşımlarında sayfada yazar kimliğine yer vermek,
  • Schema Mark Up’larında author type’ının dahil edilmesi

8. Knowledge Graph optimizasyonu için;

  • Doğru ve eksiksiz bir Organization schema markup kullanımı,
  • Wikipedia gibi platformlarda kuvvetli bir varlığa sahip olmak,
  • Google'ın yayın özelliğini kullanmak için Knowledge Panel talebinde bulunmak,
  • Fiziksel işletmeler için Google My Business hesap optimizasyonu sağlamak,
    tercih edilebilir.

9. EEAT ile uyumlu olabilmek için; Güvenilir, otoriter ve deneyimli bir kaynak olunduğunu sinyallemek için Blockchain teknolojisi, veri işlemlerinde şeffaflık ve güvenlik sağlayarak SEO'yu etkilemeye başlıyor. 2025 yılına gelindiğinde, içeriğin orijinalliğini doğrulamak ve güven oluşturmak için daha fazla web sitesinin blockchain'i benimsediğini görebiliriz.

Kullanıcı tarafından gönderilen incelemeleri ve yorumları teşvik ederek UGC'yi optimize etmek, etkileşimi ve oturum süresini artırabilir.

Ek olarak EEEAT uyumluluğu için yazar imza satırları, kimlikleri, sayfaları, biyografileri ve schema markup ile sinyallenmeleri değerli olacak. Yapay zekanın giderek hakim olduğu bir dünyada, gerçek yaratıcıların bilinirliği ve şeffaflığı SEO'da kritik bir avantaj sağlayacak.

İçerik üzerinde EEAT algoritmasına uyum sağlamak için;

  • Güçlü bir içerik ağı oluşturulması,
  • Topic cluster ve pillar page stratejisi ile otoriter olmak planı,
  • Şeffaf ve kaynaklar ile ağ inşa eden içerik oluşturulması,
  • Yazar imzası, kimliği ve schema markup’ta author type’ının kullanılması,
  • Kullanıcı niyetini doğruca karşılamak,
  • Deneyimlenmiş medya içerik sunmak,
  • Kullanıcı etkileşimi, yorumu ve değerlendirmesi almak,
    tercih edilebilir stratejiler arasındadır.

10. Hedef kitle için yararlı içerik üretmek için gerçek kişilerin beklentilerinin ve sorularının yer alması sağlanmalıdır. Bunun için içerik üretilen bir konunun kapsamını belirleyebilmek için forum gibi platformların içerik brieflerine şekil vermesi sağlanabilir. (Örneğin; LLM platformaları, TikTok, Reddit, Quora vb.)

Hedef kitle yalnızca konu tespiti için değil, içerik türü tercihi için de takip edilmelidir. Hangi türden içerik üreteceğiniz hakkında (podcast, video, makale vb.) hedef kitleniz bir yönlendirme sağlayacaktır.

Yararlı içerik üretmek için web sitesi içerisinde kullanılan arama terimlerini takip etmek de değerli bir strateji olabilir. Bunun için Google Analytics 4 üzerinden Search Terms raporu hazırlanabilir.

Forum gibi alanlarlarda varlığını artırmak; hedef kitleye erişmek ve içeriğin deneyimlenmesine katkı sağlayabilir. Hedef kitle ile uyumlu olabilecek ek platformlarda optimizasyon hedeflenebilir. (Youtube SEO)

Yapay zekâ sonuçlarının üstün olduğu bir sistemde web sitenizin görünürlüğünü artırmak için dönüşüm hunisinin ortasındaki içeriği hedeflemek önerilebilir.

11. Kullanıcı analizi ile retention elde edebilmek için;

  • Web siteleri içerisinde chatbot lar kurarak müşterilerin yolculuğunu iyileştirmek,
  • Kullanıcı kazanımı elde etmek için içeriklerinde soru içeren başlıklar kullanmak,
  • Web sitesinde SSS bölümünün içeriklerini aktif ve güncel kullanmak,
  • Ekstra olarak kullanıcı kazanımı ve sadakati yaratabilmek için sosyal medya paylaşımları ve e mail marketing etkin bir şekilde kullanmak,
    tercih edilebilir.

12. Yapısal veri işaretlemesi kullanımı için;

  • Knowledge Graph gösterimi için; detaylandırılmış organization işaretlemesi,
  • Kişiselleştirilmiş SERP gösterimi için; ProductGroup işaretlemesi
  • Product işaretlemesine review, merchant vb. type’ların dahil edilmesi,
  • Article işaretlemesinde author type’larının işaretlenmesi,
    stratejiyi geliştirebilir.

Sonuç: Kişisel Danışmanlık Deneyimim İle 2025 SEO Trendlerine Yönelik Beklentilerim

2024 yılı içerisindeki algoritma güncellemelerinin Türkiye’de özellikle e-ticaret web siteleri üzerindeki etkisini yakından takip ettiğimde aşağıdaki özet listenin 2025 yılı içerisinde popüler olmasını öngörüyorum.

  • SERP e-ticaret gösteriminden trafik kazanımı elde edebilmek için ürün sayfalarının SEO uyumlu olması,
  • Ürün sayfalarının kullanıcı yorumu elde etmesi adına stratejiler & yönlendirmeler kurgulanması,
  • Merchant center entegrasyonu ile organik ürün linklerinin SERP gösterimi elde etmesinin sağlanması,
  • Görsel arama trendine yanıt verebilecek & image pack SERP gösterimi uyumlu olabilecek görsel optimizasyon,
  • SERP e-ticaret gösterimi elde edebilmek için web sitesi kategori sayfalarındaki filtreleme seçeneklerinin Google gösterimi ile uyumlu olmasının sağlanması,
  • Crawling & indexing süreçlerindeki düşüş trendi nedeniyle yapısal veri işaretlemelerinin etkin kullanımı ve güncel içerik,
  • Multi-brand e-ticaret web sitelerinde marka adı içeren organik sorgularda otorite kazanımı üzerine strateji kurgulanması,
  • Marka bilinirliği yaratacak destekleyici stratejilerin kurgulanması,
  • İçeriklerde yazar bilgisinin yer alması,
  • Topic cluster & pillar page stratejisinin kurgulanması,
  • Aranma hacimleri, içerik uzunlukları, anahtar kelime kullanım oranı, kalıplaşmış heading akışı gibi durumlarda kalıpların dışına çıkmanın ve özgünlüğün hiç olmadığı kadar kritik olması

2025 Yılı SEO ve İçerik Trendleri

Yapay Zekâ (AI) devriminin günümüzde hızla gelişerek ilerleme kaydettiğine canlı tanık oluyoruz. Tabiri caizse adı 7'den 77'ye bilinen ChatGPT bile özellikle dijital sektörler başta olmak üzere birçok iş kolu için önemli bir yardımcı hâline gelmiş durumda. Hâl böyle olunca normalde uzun sürecek veya karmaşık işler daha kısa sürede çözülerek zamandan tasarruf sağlanabiliyor. Dolayısıyla 2025 yılı da dâhil olmak üzere çoğu sektördeki iş dinamiklerinde olduğu gibi SEO ve içerik pazarlaması için de büyük dönüşümlerin yaşanabileceği bir dönem bizi bekliyor olabilir.

Markalar 2025'te Hangi Konulara Odaklanmalı?

Günümüzde hızla gelişen AI tabanlı yenilikler ve buna paralel olarak değişen tüketici alışkanlıkları markaların stratejilerini yeniden şekillendirmesini zorunlu kılıyor. Şimdilik bu değişimler devrimsel nitelikte olmasa da yakın gelecekte herkesin adapte olması gereken bir seviyeye ulaşacağını öngörüyorum. SEO ve içerik pazarlaması tarafında markaların özellikle “kullanıcı odaklı” ve “değer yaratan” içeriklere odaklanması gerektiğini düşünüyorum.

Long tail aramalar jenerik aramalara göre rekabetin düşük olduğu mikro ve hiper yerelleşmiş olduğu için tüketicilerin gerçek ihtiyaçlarını karşılamada daha etkili oluyor.

E-E-A-T faktörü ile Google’ın algoritmalarında “Deneyim (Experience)” kriterini öne çıkarmasıyla birlikte markaların tüketicilerle empati kuran ve somut deneyimleri aktaran stratejiler geliştirmesi şart. Bunun için de insan deneyimi faktörü oldukça kritik bir öneme sahip.

Görsel ve sesli arama teknolojileri yaygınlaştıkça bu formatlara uygun içeriklerin optimizasyonuna ve yapısal veri işaretlemelerine daha fazla odaklanılmalı.

AI ve İnsan Deneyimi Birlikte Nasıl Kullanılmalı?

İçerik üretiminde AI’ın destekleyici bir rol üstlenmesi büyük avantajlar sağlıyor. Şöyle ki AI’ın büyük veri analizi, dil işleme, trend belirleme ve taslak oluşturma gibi özellikleri, süreçleri aşırı hızlanıyor. Ancak işin içerisine deneyim, empati, hikâye anlatımı ve yaratıcılık gibi unsurlar girdiğinde insan dokunuşunun vazgeçilmez bir unsur olduğunu düşünüyorum.

Doğru bir denge kurmak için;

  • AI’ı destek araç olarak kullanıp özellikle tekrarlayan görevleri otomatize ederek ve büyük miktarda veriyi işleyerek insan yaratıcılığını tamamlamasına destek olması sağlanabilir. Ancak kritik kararlarda ve duygusal bağ kurma gibi alanlarda insan dokunuşu gereklidir.
  • Markalar bir deneyimi aktarırken E-E-A-T kriterini göz önüne alarak AI'ın sunduğu çözümlerden faydalanıp işleri kolaylaştırabilir. Ancak empati ve hikâye anlatımı gibi konularda insana özgü unsurların kullanılması içeriğin deneyim yönünün daha ağır basmasını sağlayabilir.

Bu nedenle en azından şu an için konuşacak olursak dengeli bir şekilde ilerlemekte fayda görüyorum.

AI Arama Motorları İçeriği Nasıl Öne Çıkaracak?

2025 yılında yapay zekâ destekli arama motorları içeriğin keşfedilme ve tüketilme biçimini önemli ölçüde değiştirecek. Deep learning algoritmaları kullanıcı niyetini (search intent) daha iyi anlayarak özgün ve çözüm odaklı içeriklere öncelik tanıyacaktır.

İçeriklerin keşfinde AI destekli uygulamaların rolünün daha da artacağını düşünüyorum. Bu da kullanıcıların tüketim alışkanlıklarına göre daha mikro düzeyde tercihlerine uygun içeriklerin daha hızlı gösterilmesini sağlayacak. Bu nedenle de markaların hem makro hem mikro düzeyde özelleştirilmiş segmentasyon statejileri geliştirmelerini gerektirecektir.

Özetle;

  • 2025 SEO ve içerik trendleri AI ile insan deneyiminin dengeli bir şekilde birleştirilmesi gerektirdiğini,
  • İçerik tarafı için kullanıcı odaklı, değer yaratan ve E-E-A-T kriterlerine, özellikle “Deneyime (Experience)” uygun stratejiler geliştiren markaların/kişilerin bu dönüşümün kazananları olacağını,
  • AI destekli uygulamaların iş süreçlerini hızlandırıp kolaylaştırırken empati ve yaratıcılık gibi insana özgü unsurların, başarının anahtarı olmaya devam edeceğini,
  • Görsel ve sesli arama teknolojilerine yönelik optimizasyon çalışmalarının öneminin artacağını ve
  • Mikro segmentasyon stratejilerinin ise öncelikli yatırım alanları olacağını düşünüyorum.
AI bile olsa “hatasız tool olmayacağını” unutmayalım!

2025, dijital pazarlama ve SEO’nun tamamen kullanıcı odaklı bir yöne evrildiği bir yıl olacak!

2025 yılı, içerik pazarlaması ve SEO stratejilerinin hızla olgunlaştığı, doğru stratejilerle hareket eden markaların büyük avantajlar elde edeceği bir dönemi müjdeliyor. Geçmişte değişen tüketici davranışları ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle başlayan dönüşüm, bu yıl daha somut sonuçlar verecek diye düşünüyorum. İçerik her zaman kraldır ve SEO bu kralın en değerli tacıdır; bu ikiliyi ayrı düşünmeden başarılı bir dijital strateji kurmak mümkün değil.

Bu yıl markalar, kullanıcıların ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan içeriklere odaklanarak, arama sonuçlarında öne çıkma fırsatı yakalayabilir. Bunun yanı sıra, kullanıcıların bilgi arayışında giderek daha fazla sosyal medya platformlarına yöneldiği bir dünyada, TikTok, YouTube ve Instagram gibi (X tam bir keşmekeş ne yazık ki) mecralarda güçlü bir varlık göstermek önem kazanıyor. Verilerin gizliliği konusunda artan farkındalıkla birlikte, markaların hem şeffaf davranması hem de yasal düzenlemelere uyum sağlaması kritik hale geliyor.
Google’ın algoritma değişiklikleri doğrultusunda, kullanıcı odaklı içeriklerin önemi her geçen gün artıyor. Bu doğrultuda, metinlerin yanı sıra video, kısa klipler, podcast ve etkileşimli medya gibi içerik türlerine yönelmek, içerik stratejilerinde fark yaratmanın en etkili yollarından biri. Ayrıca, her platformun kendine has algoritmalarına uygun içerik üretmek, sadece bilinirliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda kullanıcı sadakatini de güçlendiriyor.

Mobil uyumluluk, sayfa hızı ve görsel denge gibi teknik faktörlerin önemi artmaya devam ederken, mobil SEO’nun bir seçenek değil, bir zorunluluk olduğunu unutmamak gerekiyor. Arama motorları, kullanıcıların ihtiyaçlarına doğrudan yanıt veren içeriklere öncelik tanıdığı için, markaların içeriklerini bu doğrultuda optimize etmeleri zorunlu hale geliyor. Benzer şekilde, sosyal medya platformlarının artık birer arama motoru gibi işlev görmesi, içerik stratejilerinin bu platformlara uyumlu şekilde geliştirilmesini gerektiriyor.
Google’ın sayfa deneyimi sıralama faktörlerini de göz önünde bulundurursak, bu yıl daha hızlı yüklenen, kullanıcı dostu ve mobil cihazlara uyumlu siteler, dijital rekabetin kazananları olacak. Kullanıcıların ilgisini çekmek için uzman görüşlerini ve referansları dahil ederek içeriklere değer katmak da büyük önem taşıyor.
Bu yıl markalar, yaratıcı ve etkili içeriklerle kullanıcı ihtiyaçlarına odaklanırken, aynı zamanda teknik altyapılarını güçlendirerek fark yaratabilirler. Geçtiğimiz yıl başlayan stratejik adımların bu yıl somut başarılarla sonuçlanacağını düşünüyorum. Bu süreçte, kullanıcı deneyimini merkezine alan markalar için büyük fırsatlar doğacak.

Yapay zekanın sağladığı hız ve verimliliği, insan yaratıcılığıyla destekleyen markalar hem teknik hem de duygusal anlamda güçlü içerikler sunarak rekabette öne çıkabilir!

İçerik üretiminde yapay zeka ve insan deneyiminin entegrasyonu, verimliliği artırırken kaliteyi korumak adına önemli bir denge gerektiriyor. Yapay zeka, büyük veri analizi ve otomasyon yetenekleri sayesinde içerik oluşturma süreçlerini hızlandırma ve optimize etme potansiyeline sahip. Özellikle, fark edilmeyen detayları kontrol etme ve içeriklerin hızlı taslaklarını oluşturma konusunda büyük kolaylık sağlıyor. Ancak, yapay zekanın sunduğu bu avantajlar, insana özgü dokunuşun yerini tutmuyor - daha doğrusu zorlasa da tutamıyor.

Yapay zekanın ürettiği içeriklerde duygusal derinlik, yaratıcılık ve kültürel bağlam gibi insana özgü unsurların eksik olduğunu düşünüyorum. Bu noktada, insan deneyimi devreye girerek içeriklerin doğruluğunu ve güvenilirliğini artırıyor, aynı zamanda daha etkili bir etkileşim sağlıyor. İnsanların sezgisel yetenekleri ve yaratıcı düşünme becerileri, yapay zekanın teknik üstünlükleriyle birleştiğinde, gerçekten özgün ve güçlü içeriklerin ortaya çıkma potansiyeli yükseliyor.

2025 yılında, içerik üretiminde doğru bir çerçeve oluşturmak için yapay zekadan birkaç temel noktada faydalanabileceğimizi düşünüyorum. Örneğin, yapay zeka araçları, anahtar kelime analizi yaparak popüler ve hedefe uygun konuları belirlememize yardımcı olabilir. Ayrıca, hedefli araştırmalar yaparak içeriklerin bilgi zenginliğini artırabilir ve içerik oluşturma süreçlerini hızlandırabiliriz. Yapay zeka, alternatif kelime önerileri sunarak ve metinlerin akıcılığını kontrol ederek içeriklerin optimize edilmesine katkı sağlayabilir. Yaratıcı fikirlerin bulunması noktasında da yapay zekanın sunduğu destek, içerik süreçlerinde fark yaratabilir.

Bu yaklaşımla geliştirilecek bir strateji, yapay zekanın hız ve verimlilik avantajlarını insan yaratıcılığı ve deneyimiyle birleştirerek içeriklerin kalitesini artırabilir, böyle bir potansiyel var. İnsan dokunuşuyla desteklenen yapay zeka çözümleri, içeriklerin hem teknik hem de insani yönlerini güçlendirme potansiyeline sahip.
İçerik üretiminde yapay zeka ve insan deneyiminin dengeli bir şekilde bir araya gelmesi, dijital pazarlama süreçlerinde sürdürülebilir başarı elde etmek için vazgeçilmez bir strateji haline gelebilir. Yapay zekanın sağladığı hız ve verimliliği, insan yaratıcılığıyla destekleyen markalar hem teknik hem de duygusal anlamda güçlü içerikler sunarak rekabette öne çıkabilir. Bu sinerjiyi sağlamak, bence geleceğin içerik stratejilerinde belirleyici bir unsur olacak.

2025 yılı, içerik üretimi ve tüketimi anlamında zorlu bir yıl olacak, ancak bu zorluklar aynı zamanda fırsatlar da sunuyor!

Yanıtlarken en çok zorlandığım soru bu oldu... Stratejimizi sağlam bir temel üzerine kurduk; içeriklerimizi çeşitlendirdik, SEO odaklı tasarladık, yapay zekadan destek aldık, ihtiyaç duyduğumuz optimizasyon adımlarını atlamadık ve ortaya, kendimizce kusursuz bir iş çıkardık. Ancak burada durup şu soruyu sormamız gerekiyor: Bu kadar içeriği kim, nasıl tüketecek? Nihayetinde, bu içerikleri insanlar için hazırladık ve onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek hale getirdik. Fakat işin içine, bu içerikleri cazip hale getirme çabası giriyor. İronik bir şekilde, işleri kolaylaştırmaya çalışırken, bir parça endişeyi de beraberinde getiriyoruz.
Arama motorlarının, kullanıcıların arama niyetlerini daha iyi anlamak ve daha alakalı sonuçlar sunmak için yapay zeka teknolojilerini kullanması, oyunun kurallarını yeniden yazıyor. Yapay zeka ile üretilmiş içerikleri ayırt edebilme kabiliyeti ise içerik üreticileri için bir başka sınav anlamına geliyor. Dolayısıyla, yapay zeka destekli arama motorlarının 2025 yılında içeriğin keşfedilme ve tüketilme biçimini derinden etkileyeceğini düşünüyorum. Kullanıcıların, daha alakalı ve ihtiyaçlarına tam yanıt veren içeriklere yönelmesi, içerik üreticilerinin kullanıcı odaklı ve değerli içerikler sunmasını zorunlu kılacak. Ancak burada bir risk var: Arama motorlarının, kullanıcıların ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan cevaplar sunmaya başlaması, içerik üreticileri için organik trafik kaybı riskini artırabilir.
Bu noktada, uzun kuyruklu anahtar kelimelere odaklanmanın ve soru-cevap formatında içerikler üretmenin önem kazanacağını düşünüyorum. Diğer yandan, gündemi şekillendiren genellikle sosyal medya platformları oluyor. Sosyal medyanın devreye girdiği bir dünyada, kısa ve hızlı içerikler üretmek artık elzem hale geliyor. Bunun üzerine düşünmek ve bu dinamiğe uyum sağlamak da içerik stratejimizin bir parçası olmalı.
İşimiz kolay değil, yolumuz uzun. Ancak bu yolda bizi aydınlatan güçlü bir ışık var: deneyimimiz, hızlı karar alabilme yeteneğimiz, pratik zekamız ve enerjimizi doğru yerde, doğru zamanda kullanma becerimiz. Sonuçta, bu dünyada kazananlar, ilk deneyenler, denemekten vazgeçmeyenler, sorgulayanlar ve yaratıcılıklarıyla farklılaşanlar oluyor. Bu düzen değişmeyecek. Ve bu düzenin değişmeyeceğini kabullenebilenler hayatta kalacak. Sen gibi, ben gibi.

2025 Yılı İçerik Pazarlaması Stratejilerini Kullanıcının Alışkanlığı Belirleyecek

2023 yılından 2024 yılına geçerken gelen büyük güncellemenin etkilerini anlamaya ve çözümler üretmeye çalışıyorduk. Bu dönem bize içeriğin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı ve AI ile yeni tanışan kullanıcıların ihtiyaçlarına insan dokunuşuyla cevap vermenin değerini anladık. 2024 yılında ise AI gücüne güç kattı, arama motoru sonuçlarını doğrudan etkilemeye başladı ve değişen arama motoru algoritmasıyla yapay zekanın gücü arasında stratejiler üretmeye çalıştık. 2025 yılında ise arada kalmamıza hiç gerek yok çünkü artık şunu çok net biliyoruz ki değişimlere ayak uydurup kullanıcı neye ihtiyaç duyuyorsa ona yönelik stratejiler üretmemiz gerekiyor.

Yapay Zeka ile Gelen Dönüşüm

2024’ün başında yapay zekanın geleneksel arama motorlarının yerini alıp alamayacağını tartışıyorduk. Bu kadar zaman içerisinde bu tartışmaya kesin cevap hala veremedik ama hepimizin hemfikir olduğu bir konu var: kullanıcıların arama alışkanlıklarını kesinlikle değiştirdi. Aklımıza takılan bir konu olduğunda “Google’da aratsana” demek kadar “ChatGPT’ye sor” demek de sıklaştı, Google SGE adından daha çok bahsettirdi, featured snippet’ler daha değerli hale geldi ve sesli aramalar arttı.

Tüm bunların sonucunda ise kaliteli içeriğin değeri daha da arttı ve kullanıcıların doğru bilgiye ulaşma konusunda endişelerinin oluşmaya başladığını biliyoruz. Semrush’ın Amerika bazlı kullanıcılar ile yaptığı bir anket ile AI destekli arama motorlarına güven faktörleri araştırıldı. Anket katılımcılarının %50’si farklı kategorilerde daha teknik konuları faktör olarak ele alırken, diğer %50’si içeriğin yayınlanmadan önce bir insan tarafından onaylanmış olmasını güven faktörü olarak ele alıyor.

Kullanıcının bir “insan” olarak geliştirdiği arama alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmamızın 2025’te bizlere katkı sağlayacağına inanıyorum.

Kullanıcının Öncelikli İhtiyacı: Hız

Arama motorlarında sorduğu soruya cevap arayan kullanıcının tavrı uzun zamandır net. Milyonlarca sonucun saniyeler içerisinde sıralanmasından sonra tıkladıkları sitede o cevaba da hızla ulaşmak istiyorlar. Bence bu konu 2025 yılında daha da kritik bir hal alacak ve hız konusunda sorunları olan siteler daha ağır sonuçlar ile karşılaşabilecek fakat burada mesele sadece siteye giriş hızına indirgenmemeli. Teknik SEO çalışmalarına odaklanmamız gerektiği aşikar fakat kullanıcının daha rahat tüketebileceği içeriklere ihtiyaç duyduğunu göz önünde bulundurmalıyız.

Bu kapsamda 2025’de en çok konuşacağımız konulardan biri featured snippetlar ile gelen zero clicks yani sıfır tıklamalı aramaların getirdiği sonuçlar olacak. Semrush’ın verilerine göre masaüstü aramalarının %25,6'sı ve mobil aramaların %17,3'ü zero click ile sonuçlanıyor. Featured snippet yapısının zamanla kullanıcıya daha iyi cevaplar verdiğini düşünürsek bu oran 2025 yılında artacak.

Sıfır tıklamalı aramalardan negatif etkilenmemek için daha fazla imli liste, iyi bir heading yapısı, long-tail keywordler ile içeriği tasarlayıp kullanıcıların sorduğu soruları cevaplayabildiğimizden emin olmamız gerekecek. Bu nedenle teknik optimizasyon kadar kullanıcı odaklı içerik tasarımı da 2025 yılında kritik öneme sahip olacak.

Mobil Arama Masaüstü Aramadan Daha Çok Tercih Ediliyor

Mobil aramalarda her geçen yıl artış olduğu aşikar ve 2025’de de ilgilenmemiz gereken temel konulardan biri olmaya devam edecek. Google’ın mobil öncelikli indekslemeyi benimsediğini ve featured snippet’lerin değer kazandığını beraber değerlendirirsek mobil arama sonuçlarında da öne çıkan içeriklerin daha çok ilgi çekeceğini ön görebiliriz. Mobil aramaların genellikle konum bazlı yapıldığını da düşünürsek özellikle lokal SEO çalışmaları açısından mobil kullanıcıları hedeflemek 2025 yılında daha da değer kazanacak.

Google’ın Güncellemeleri 2025 için İyi Bir Rehber Olabilir

2023 yılında hayatımıza giren helpful content güncellemesi ve devamında onu takip eden çekirdek güncellemeleri 2025 yılında bir kılavuz gibi de değerlendirilebilir. Bu güncellemeler ile kullanıcı yararına üretilmemiş, kalitesiz ve spam niteliğinde içeriklerin artık Google tarafından ödüllendirilmeyeceği 2024 yılında kesinleşti. Her ne kadar kesin bir sıralama ölçütü olmasa da güncellemelerin getirdiği sonuçlara göre EEAT kapsamında içerik üreterek arama sonuçlarına değer katabileceğimize inanıyorum. Bu yıl ihtiyacımız olan içerikler kaliteli, otoriter, kullanıcıya doğru bilgiyi sağlayan ve iyi dizayn edilmiş olanlar olacak.

İçerik güncellemeleri tam da bu noktada devreye giriyor. Bence bu zamana kadar sahip olduğumuz içerikleri güncellemek ve doğru bilgiyi sunmak 2025’te düzenli içerik paylaşmak kadar önemli olacak.

Yapay Zeka İşimizi Dönüştürürken, Özgünlüğü Ön Planda Tutmalıyız

Yapay zekanın 2024 yılında gösterdiği gelişmeler sonucunda biz uzmanların da alışkanlıkları kullanıcılar gibi değişti. Sohbetlerimizde yapay zekanın işimizi elimizden alıp alamayacağını tartışıp, işe geçince de sağladığı araçlardan faydalandık. Influencer Marketing Hub’ın araştırmasına göre bu yıl marketing alanında çalışanların %69.1’i yapay zekayı operasyonlarında kullanmış. Bu sayının, araçların 2025’te daha da gelişmesi ile artacağı kesin duruyor. Ancak bu kapsamda uzmanlar olarak kendimize sık sık hatırlatmamız gereken bir şey var: özgünlüğün yapay zeka ile azalmasıyla içeriklerde orjinallik önemli hale geldi, aynı sebepten stratejilerimizin de özgünlüğü azalıyor ve orijinalliği değer kazanıyor.

2025 yılı boyunca bu yazıda bahsettiğim her şey değişip dönüşebilir. Ancak uğruna çalıştığımız markanın ihtiyaçlarını ve potansiyel kullanıcısının arama niyetini doğru anlamak bu yılın en özgün ve değişmeyen stratejisini oluşturacak. İçerik bütçenizin bol olduğu güzel bir yıl dilerim.

2025 Stratejilerinizle Duygulara Liderlik Edin

Rekabet edilen yazılı içeriklerin gittikçe cansızlaştığı, yapay zekânın daha tam olarak anlaşılamadan içerik üretiminde fütursuzca kullanıldığı 2024 yılı, bizleri nelerin beklediğini gözler önüne seriyor.

Yeni yılda içerikleri daha insan odaklı ve duyguları tetikleyecek hâle getirerek rekabette avantaj sağlanabilir.

Bunu yaparken bir topluluğun ortak sorunlarına ya da hassasiyetlerine değinmek, kapsayıcı olmak, bir kimseyi veya zümreyi ötekileştirmeden kapsamı belirlemek son derece önemli olacak. Hassasiyetlerin de en az yapay zekâ kadar hızlı gelişip çeşitlendiği dönemlerden geçiyoruz. 2025’te bunları tabu olmaktan çıkarıp konuşmak ve hatta daha çok konuşmak, ortaya ilginç sonuçlar çıkarabilir.
Hedef kitlenin duygularını odağa alarak yapılacak çalışmalar etkileşimi de artırarak markanın liderliğine katkı sunabilir.

Gürültüyü Sesten Ayırın ve Performansı Değerlendirin

Nicelikten çok niteliğe odaklanan; çeşitliliği, kapsayıcılığı ve sürdürülebilirliği merkeze alan içerik pazarlaması stratejileriyle fark yaratmak sanılandan kolay hâle gelebilir. “Ben AI ile günde 50 tane içerik basar hizmetlerimi müşterilerime gösteririm.” diye düşünen onlarca markanın ortaya çıkardığı gürültüyü, kaliteli ve akıllı içeriklerle sese dönüştürebilirsiniz.

2025, şirketlerin sandıklarda kilit altında tuttuğu, sararmış ve güncelliğini yitirmiş içerik stratejilerinin son yılı olabilir. Bu noktada akıllı şirketler yalnızca yapay zekânın peşinden gitmeyecek; bu teknolojiden tam anlamıyla yararlanabilmek için içeriklerini ve verilerini yeniden inşa etmeye başlayacak.

Yapay Zekânın Nimetlerini İşinize Dahil Edin

İçerik stratejileri geliştirmek için veri içgörülerini odağa alarak projeler oluşturmak ve performansı değerlendirmek için yapay zekâ araçlarını kullanmak da 2025’in kritik konuları arasında. Süreçleri AI odaklı sonuçlara göre uyarlamak, test etmeye ve iyileştirmeye sürekli olarak devam etmek gerekli. Bunu yaparken yapay zekânın üretkenliği artırabileceği ve süreçleri kolaylaştırabileceği alanları şöyle örnekleyebiliriz:

  • Yerel ve global pazar araştırmaları yapmak,
  • Benzer projeleri taramak,
  • Etkili kaynaklar bulmak,
  • Marka tonunu profesyonel hâle getirmek,
  • Veriler elde etmek,
  • Outline ve brief konusunda destek almak,
  • Özgün görseller ve videolar oluşturmak,
  • Etkili search yöntemlerini kullanmak.

Ekibinizi eğitimle donatarak tüm bu gelişimin ve yenilenmenin içinde parlamalarına izin verin. Aynı zamanda etik kullanım ve şeffaflık için de kurallar belirleyerek süreci kusursuzlaştırın.

2025’te İçeriğin Keşfedilme ve Tüketilme Biçimini Öğrenin

Arama motorlarının birer “cevap motoru” haline geldiğini ve cevapların doğrudan öne çıktığını düşünün. Yapay zekâ, kullanıcıların arama niyetini daha derinlemesine anlayarak kişiselleştirilmiş sonuçlar sunacak. Kullanıcının geçmiş aramaları, ilgi alanları ve davranışları analiz edilerek tam olarak ihtiyaç duyduğu içerik önerilecek.

Karmaşık stratejiler içinde öne çıkmak için şu düğümleri çözdüğünüzden emin olun:

  • Gelişmiş içeriklerinizi optimize edin. Bunu yaparken sayfa deneyimini ve içerik kalitesini önceliklendirin.
  • Görsel ve sesli arama için optimizasyonlarınızı gerçekleştirin.
  • Uzmanlık, otorite ve güvenilirlik oluşturun. Sektör bilginizi gösteren, geri bağlantılar sağlayan, yüksek kaliteli ve kapsamlı içerikler oluşturun.
  • Teknik SEO’ya öncelik verin. Web sitenizin mobil cihazlar için optimize edildiğinden, hızlı yüklendiğinden ve tüm platformlarda mükemmel bir kullanıcı deneyimi sağladığından emin olun.
  • Yapay zekâyı kullanın ve uyumlu kalın. İçerik stratejinizi analiz edip iyileştirmek ve çeşitli platformlardaki yeni özelliklere ve teknolojilere uyum sağlamak için esnek bir yaklaşım sürdürmeyi ihmal etmeyin.

Dijital Rekabette İçerik Üretimiyle Öne Çıkmanın Şifreleri

Dijital pazarlamanın öne çıkan kanallarından biri olan içerik pazarlaması ve SEO, her yıl değişen trendler ve kullanıcı beklentileriyle yeniden şekilleniyor. 2025, bu dinamik yapının en üst noktaya ulaştığı bir yıl olabilir. Markalar için yalnızca rekabetçi değil, aynı zamanda ilham verici içerik stratejilerinin geliştirileceği bir döneme 2024 senesinde giriş yapmıştık, 2025 senesinde bu ivmenin daha da yukarıya doğru çıkacağını gözlemliyoruz. Teknoloji, kullanıcı deneyimi ve fiziki iletişime geçiyor gibi sunulan satış stratejilerinin ön plana çıktığı bir geleceğe hazır mıyız?

2025’te İçerik Pazarlaması: Kazananların Stratejisi Ne Olacak?

Önümüzdeki yıl, içerik stratejilerinde öne çıkabilecek bazı temel odak alanları geçen seneden beri besleniyor ve yeniden önümüze geliyor. Bunlardan bazıları:

İçerik Güvenilirliği ve Otoriteyi Önceliklendirme

Google’ın E-E-A-T kriterleri, kaliteli içeriklerin yükselişini sürdürürken, markaların uzmanlıklarını net bir şekilde sergilemesini sağlıyor. Örneğin, bir sağlık markası, tıp uzmanlarının yazdığı blog yazılarıyla ve güvenilir bilimsel kaynaklara dayanan içeriklerle hem kullanıcıların güvenini kazanabilir hem de SEO sıralamalarını iyileştirebilir.

Kısa ve Akılda Kalıcı İçeriklerin Gücü

Mikro içerikler ve kısa video formatlarının, sosyal medya platformlarındaki yükselişini sürdüreceği tahmin ediliyor. Örneğin, bir yemek markası, Instagram Reels formatında kısa tarif videoları hazırlayarak hedef kitlesine ulaşabilir ve bu içerikleri SEO uyumlu başlıklarla bloglarında da kullanabilir. Zengin sayfa içeriği odaklı ilerlendiği takdirde; kullanıcıya olabildiğince doyurucu sayfa akışı sunmak asıl hedef haline geliyor.

Sesli Arama ve Görsel İçerik Optimizasyonu

Sesli arama teknolojilerinin gelişimi, kullanıcıların alışkanlıklarını dönüştürüyor. Örneğin, "En iyi kahve dükkanları nerede?" gibi konuşma diline uygun optimize edilmiş içerikler, bu trendde öne çıkabilir. Aynı şekilde, görsellerin doğru etiketlenmesi, arama motorlarında öne çıkmayı kolaylaştırabilir. SEO ile birlikte önümüzdeki sene AEO çalışmalarını da daha çok göreceğiz gibi görünüyor.

Duyarlı İçeriklerle Fark Yaratmak

Kullanıcılar, çevresel ve sosyal sorumluluk konularına duyarlı markaları daha fazla tercih etmeye başlıyor. Örneğin; sürdürülebilir moda markaları, üretim süreçlerindeki çevre dostu uygulamaları içeriklerinde vurgulayarak sadık bir kullanıcı kitlesi oluşturabilir. Bunun için web sitelerinde yapılacak özel sayfa açılışları, kullanıcıyı sürece dahil edebilecek projelerle marka bilinirliği/algıları daha destekleyici bir hale getirilebilecek.

İçerik Üretiminde Yapay Zeka ve İnsan Gücü: Geleceğin İş Birliği

2025, yapay zekanın (AI) içerik üretiminde daha fazla yer aldığı bir dönemi işaret ediyor. AI, özellikle otomasyon, veriye dayalı içerik planlaması ve kişiselleştirme süreçlerinde önemli bir araç haline geliyor. Ancak, bu teknolojinin başarısı, insan deneyimiyle dengeli bir şekilde kullanıldığında gerçek anlamda ortaya çıkabilme potansiyeline sahip.

AI İçerik Üretimindeki Avantajları

AI teknolojisinin en etkileyici örneklerinden biri olan ChatGPT Pro, içerik üretiminde derinlemesine analiz yapabilme ve özgün fikirler üretebilme kapasitesiyle dikkat çekiyor. Örneğin, bir turizm markası, ChatGPT Pro kullanarak hedef kitlesine uygun seyahat rehberleri oluşturabilir ve destinasyonlara özel SEO uyumlu blog yazıları hazırlayabilir.

İnsanın Yarattığı Değer: Empati ve Hikaye Anlatımı

ChatGPT Pro gibi araçlar taslaklar oluşturmada oldukça etkili olsa da, empati ve hikaye anlatımı gibi duygusal bağlar kuran yaklaşımlar, insan yaratıcılığına ihtiyaç duyuyor. Örneğin, bir iç giyim markası, kadınların güçlenmesini vurgulayan bir kampanya metni hazırlarken bu iki unsuru birleştirebilir.

2025’te İçeriğin Geleceği: Keşfedilme ve Tüketim Alışkanlıkları Değişiyor

Yapay zeka, içeriklerin keşfedilme ve tüketilme biçimini dönüştürüyor. Kullanıcılar, daha kişiselleştirilmiş, daha hızlı ve daha anlamlı deneyimler talep ediyor. Bu değişim, içerik stratejilerinde şu başlıklara odaklanmayı gerektirebilir:

Kişiselleştirilmiş Arama Deneyimleri

AI tabanlı arama motorlarının, kullanıcı alışkanlıklarına daha iyi uyum sağlayacağı öngörülüyor. Örneğin, bir spor markası, kullanıcıların geçmiş aramalarına göre özel içerikler sunabilir; "Koşu ayakkabısı önerileri" gibi spesifik içerikler hazırlanabilir.

Metaverse ve Sanal Deneyimler

Metaverse gibi platformların yükselişi, içerik tüketiminin yeni bir boyuta taşınacağını düşündürüyor. Örneğin, bir mobilya markası, kullanıcılarına sanal showroomlar aracılığıyla ürünlerini deneyimleme fırsatı sunarak içerik tüketiminde fark yaratabilir.

Doğal Dil İşleme Teknolojilerinin Etkisi

Doğal dil işleme teknolojilerinin gelişimi, kullanıcıların daha karmaşık sorularını anlamak ve cevaplamak için önemli fırsatlar sunabilir. Örneğin, bir fintech markası, yapay zeka destekli chatbotlarla kullanıcılarının finansal sorularını gerçek zamanlı yanıtlayabilir.

Stratejik Öngörüler ve Uyum Yeteneği

2025’e dair öngörüler, SEO ve içerik pazarlamasında büyük bir dönüşümün işaretlerini taşıyor. AI destekli teknolojiler, hem içerik üretiminde hem de tüketiminde yeni fırsatlar yaratırken, insan deneyimi bu dönüşümün merkezinde olmaya devam ediyor.

Markalar için, inovasyona açık bir yaklaşım benimseyerek değişime hızla adapte olmak kritik bir önem taşıyor. Kullanıcı odaklı, teknolojiden güç alan ve yaratıcı fikirlerle şekillenen içerik stratejileri, yalnızca görünür olmakla kalmayacak, aynı zamanda kullanıcıya doyurucu bir bilgi vermeyi ve tatmin etmeyi de hedefleyecek. Dijital dünyanın bu yeni dönemine hazırlanırken stratejilerinizin hem esnek hem de anlamlı olması, başarıyı beraberinde getirebilir.

Bu yıl, yalnızca kendi web sitemizi optimize etmekle kalmayıp, arama motorlarında yer alan diğer web sitelerde de varlık göstermek için stratejik bir yatırım yılı olacaktır. AI tabanlı chatbotların ve internete bağlı dijital asistanların, doğru cevaplar sunabilmek için arama motorlarında birden fazla kaynağı yorumladığını göz önünde bulundurursak, farklı platformlarda yer almak büyük önem taşıyacaktır. Bu bağlamda, dijital PR çalışmalarına yatırım yapmak ve arama motorlarında içeriklerimizin yaygın ve erişilebilir olmasını sağlamak, uzun vadeli bir organik büyüme stratejisi için kritik bir adım olacaktır.

Ayrıca web sitemizdeki yapısal işaretlemeler, AI temelli cevapların elde edilmesinde SEO’da olduğundan çok daha önemli hale gelecektir. Bu bağlamda teknik SEO geliştirmelerine yapacağınız her bir yatırım, gelecekte AI chatbotlarda elde edineceğiniz yeri sağlamlaştırmak için önemli olacaktır.

AI beyin, insan ise sadece prompt girişi yapan bir araç değildir

AI ve insan deneyiminin içerik üretiminde buluştuğu doğru çerçeve, AI’ı bir yardımcı beyin olarak görüp, insanı stratejik karar alıcı ve yaratıcı güç olarak konumlandırmaktır. AI, veri analizi, optimizasyon ve hızlı içerik üretiminde büyük avantajlar sunabilir fakat bağlamı anlama, etik değerlendirme ve yaratıcı çözümler üretme noktasında insan deneyimine ihtiyaç duymaktadır. Bu dengeyi sağlayabilmek için, önce biz düşünmeli, çerçeveyi doğru vermeli sonrasında ise AI çıktıları sorgulanmalı, körü körüne kabul edilmemeli ve doğru soruları sormaya odaklanılmalıdır. Aksi takdirde, düşünme alışkanlığı azalan bireyler ile derinlemesine düşünen bireyler arasındaki fark giderek büyüyecektir.

2025’te içeriğin keşfedilme ve tüketilme biçimi değişecek

Yaygın otoriteler, AI destekli arama motorlarının özet bilgi sunmasıyla birlikte, gösterimlerden elde edilen tıklama oranlarının azalacağını ancak bu tıklamaların daha yüksek dönüşüm oranlarına sahip olacağını öngörüyor. Benzer şekilde, Google Analytics verilerimiz de bu trendi destekliyor; özellikle, etkileşimli oturum sürelerinin %15-20 oranında daha uzun sürdüğünü gözlemliyoruz. Bunun temel nedeni, araştırma yapan kullanıcıların AI tarafından özetlenen bilgiler sayesinde hedefledikleri bilginin doğru kaynağa yönlendirilmesi ve o kaynağın daha detaylı bir içerik sunması beklentisidir. Bu eğilim, özellikle bilgi odaklı blog içerikleri ve uzmanlık gerektiren sektörlerde daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, AI tabanlı arama motorlarının kullanıcı davranışlarını analiz ederek içerik stratejilerini optimize eden markalar için artan etkileşim fırsatları sunacağını söyleyebiliriz.

“ChatGPT’nin SearchGPT ürünü, Google’dan farklı neler yapabileceği ile dikkatle takip edilmeli.”

2025’te bu alanda daha fazla büyüme potansiyeli görüyorum.

Üretilen içeriklerin etkileşim oranları, algoritmalar için daha belirleyici bir metrik olacak.

Yapay zekânın üretemeyeceği, deneyim odaklı ve ilk kez işlenen konuları üreten kişi ve şirketler daha geniş kitlelere ulaşabilecek.

Örneğin, dünyanın en derin mağarasında hangi yeni canlının yaşadığı gibi sorulara, yapay zekâ ta ki aşağıdaki içeriğe erişene kadar doğru yanıt veremeyebilir.

Ruhi Çenet’in profesyonel bir ekiple gerçekleştirdiği bu tür araştırmalar, herkes için bir ilk niteliğinde olabiliyor. Bu da benzersiz içeriklere güzel bir örnek. Henüz izlemediyseniz, mutlaka göz atmalısınız

“2025 yılında içerik üretimi, ağırlıklı olarak video formatına kayacak.”

TikTok, Instagram Reels, LinkedIn ve YouTube Shorts gibi platformlar bu trendi güçlendirecek.

Kısa formatlı videolar, hızlı tüketim alışkanlıklarına hitap ederek daha fazla öne çıkacak.

Markalar, her platform için ayrı ayrı optimize edilmiş video içerik üretmeli.

Bu dönüşüm, şirketlerin birer medya şirketi gibi hareket etmesini zorunlu kılacak.

2025’te profesyonel video içerik üretemeyen markalar, görünürlük ve gelir kaybı riskiyle karşılaşacak.

TikTok için hızlı ve eğlenceli videolar; Instagram’da görsel estetik ve duygusal bağ kuran içerikler; LinkedIn’de profesyonel ve bilgi odaklı içerikler üretmek önemli olacak.

Video içerikler, arama motoru sonuçlarında daha fazla yer alacak.

Görsel aramanın yaygınlaşmasıyla, e-ticaret siteleri için ürün keşfini kolaylaştıracak.

Alt yazı, açıklama ve etiket optimizasyonu, video performansı için daha da önemli olacak.

Markalar, 2025’te daha fazla video içerik üretmeye odaklanmalı.

Her platform için doğru stratejiyi belirlemek, rekabette fark yaratacak.

Video içeriklerle güçlü bir kullanıcı bağı kuran markalar, sadakat ve görünürlüklerini artıracak.

“2025’te içerik üretiminde başarılı olmak için yapay zekâ ve insan deneyimini dengeli bir şekilde birleştirmemiz şart.”

Yani yapay zekâ + insan hibrit stratejisi ile ilerlemeliyiz.

Yapay zekâ, içerik taslaklarını oluşturur, veri analizi yapar ve teknik optimizasyonları üstlenir.
İnsan, içeriklere özgünlük, yaratıcılık ve empati katar.

Yapay zekâ içerik üretiminde büyük bir hız ve verimlilik sağlıyor.

Ancak, tüm içeriği yalnızca yapay zekâ ile üretmek uzun vadede Google algoritmalarında başarı sağlamayacaktır.

TikTok, Instagram, Youtube gibi platformlar, tamamen yapay zekâ ile üretilen içerikleri kolaylıkla tespit ediyor.

Bu nedenle, algoritmaların dikkat ettiği etkileşim oranlarını artırmak için insan dokunuşu kritik olacak.

Yapay zekâ, içerik taslaklarının oluşturulmasından başlık ve meta optimizasyonlarına kadar birçok süreci hızlandırıyor.

Ayrıca, kategori bazlı içerik trendlerini analiz ederek, hangi içeriklerin daha fazla etkileşim aldığını öğrenmek mümkün. Buna göre de içeriklerimizi sürekli optimize etmeliyiz.

Tüketiciler, gerçek insan hikâyelerine ve deneyimlerine dayalı içeriklere daha çok güveniyor.
Bu durum, insan deneyiminin değerini artırıyor ve güvenilirliği sağlıyor.

Örneğin, "Tesla Model 3 ile 50.000 KM Sonrası" gibi içerikler satın alma kararlarında güçlü bir etkiye sahip.

Markalar, müşterilerini, influencer’larını ve çalışanlarını deneyim odaklı içerik üretmeye teşvik etmeli. (#1YılSonraDyson)

Kendi kategorimizde hangi içeriklerin daha fazla etkileşim aldığını farklı testlerle öğrenmeliyiz.

Sonuç olarak, 2025'te işe yarayan içerikler üretebilmek için bu dengeleri yakalamamız kritik olacaktır.

“Algoritmalar, içerik üreticisinin önceki başarılarına ve etkileşim oranlarına göre yeni içeriklerin değerini belirleyecek”

2025’te algoritmaların çok daha gelişmiş olacağını düşündüğümüzde, kendimizi algoritmalara sevdirmek daha da önemli hale gelecek.

Ürettiğimiz içerikler, mevcut içeriklerden farklı bir şey sunmuyorsa başarı şansı düşük olacak.

Bu nedenle, içerik üretmeden önce “Bu içerik neden farklı?” ve “Kime, ne değer katıyor?” sorularına net cevaplar vermeliyiz.

Platformlar, kullanıcıların etkileşimlerine göre içerikleri sunmaya devam edecek.

Örneğin, yeni bir bebeğiniz olduğunu anlayan bir platform, ilk aylarda ihtiyacınız olan içerikleri gösterecek.

Ancak zamanla bu içeriklere ilginizin azaldığını fark ettiğinde, size yeni içerikler önererek ilgi alanınızı keşfetmeye çalışacak.

Instagram’da, bir içerik türüne olan ilginiz azaldığında size “Bu tür içerikleri görmek istiyor musunuz?” diye soruyor.

Benzer şekilde, TikTok’ta bir konuya olan ilgim, algoritmalar sayesinde onlarca video ile desteklendi.

Bu tarz trendlerde markalar, hızlı hareket ederek o trende nasıl dahil olabileceklerini planlamalıdır.

Her gün Türkiye’de ve dünyada yeni olaylar yaşanıyor.

Bu durum, içerik tüketiminin her birey için farklılaşmasına neden oluyor.

Mikro konulara yönelik videolar üretmek, algoritmaların bu içerikleri öne çıkarması için bir fırsat yaratabilir.

Yoğun rekabetin olduğu genel konulardan ziyade, niş mikro konulara odaklanmak, markaların daha az içerik üreticisi olan alanlarda hızla fark edilmesini sağlayacak

2025’te algoritmalar, kullanıcıların ilgi alanlarına göre içerikleri daha hassas şekilde sunarken, trendleri hızlıca değerlendiren markalar öne çıkacak.

2025’te içerik pazarlaması ve SEO stratejilerini başarılı bir şekilde uygulamak isteyen markalar için bu öngörüler kritik önem taşıyor.

Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim, umarım hoşunuza gitmiştir.

Sorularınız olursa benimle paylaşabilirsiniz: https://tr.linkedin.com/in/ilyasteker

“Yapay zekâ teknolojilerinin yaşamımızın her alanına dâhil olduğu bir yılı geride bıraktık.”

2024, SEO ve içerik pazarlamasında kullanıcı deneyimini önceliklendiren ve yapay zekâ destekli araçların uzmanlara hız ve verimlilik sağladığı tarihsel bir dönem oldu. Ancak, bu süreçte yapay zekâ yardımıyla tamamlanan tüm işlerin yetkinliği sıkça sorgulandı.

Bu gelişmeler, insan yaratıcılığının ve uzmanlığının SEO ve içerik üretimi alanındaki rolünü yeniden değerlendirmemiz gerektiğine işaret etti. Google’ın yıl boyunca yaptığı güncellemeler ve sektörde edinilen tecrübeler, yapay zekâ ile insan katkısının bir denge içinde var olması gerektiğini net bir şekilde ortaya koydu.

2025’e tam olarak bu yolda bir stratejiyle ilerliyoruz: Yapay zekânın hız ve ölçeklenebilirlik sağladığı, insan yaratıcılığının ise içeriklerin özgünlüğünü, bağlamını ve derinliğini garanti altına aldığı bir hibrit yaklaşım benimsemek artık bir zorunluluk. Bu yaklaşım, özellikle sağlık, finans ve eğitim gibi alanların içerik stratejilerinde köklü değişimleri beraberinde getirecek. Yüksek hassasiyet gerektiren sektörlerde içeriklerin deneyim, uzmanlık, otorite ve güvenilirlik (E-E-A-T) kriterlerini karşılaması da hâliyle her geçen gün önem kazanmayı sürdürecek.

“2025 yılında arama motorlarının hâlihazırda hız kazanmış olan evrim sürecinin daha da ivmeleneceği öngörülüyor.”

Kullanıcıların bilgiye daha hızlı erişim isteği, sıfırıncı sıra optimizasyonunu ve snippet uyumlu içerik üretimini bu noktada kritik hâle getiriyor. Bu, markaların yapılandırılmış veriler ve semantik SEO ile içeriklerini yalnızca arama motorlarına değil, kullanıcı ihtiyaçlarına da uygun olacak şekilde adapte etmek zorunda kalacakları anlamına geliyor.

Özellikle sesli arama trendinin yükselişi, içeriklerin doğal dil işleme teknolojilerine uyumlu hâle getirilmesini gerektiriyor. Kullanıcıların her geçen gün konuşma diline daha yakın sorgularla arama yapmaya başlaması, içerik stratejilerinde uzun kuyruklu anahtar kelimelere ve kullanıcı odaklı bir dile olan ihtiyacı artırıyor.

Yaşama ve iş yapma şekillerimizi değiştiren tüm bu süreçler, veri analitiğinin SEO stratejilerinin vazgeçilmez bir noktası olması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Kullanıcı davranışlarının veri odaklı olacak şekilde derinlemesine analiz edilmesi, yalnızca mevcut eğilimlere uyum sağlamakla kalmayıp aynı zamanda gelecekteki trendleri öngörerek stratejik bir avantaj elde etmenin yolunu açıyor. Bu bağlamda öngörülü SEO teknikleri, markaların hedef kitlelerinin ihtiyaçlarını önceden tahmin etmesine ve bu doğrultuda etkili içerik stratejileri oluşturabilmelerine olanak tanıyacak gibi görünüyor.

“Veriye dayalı çalışma mantığının stratejilerin merkezine yerleştirilmesi, yapay zekâ ve insan iş birliğinin değerini de daha belirgin hâle getiriyor.”

Yapay zekâ, büyük veri setlerini işleyerek hızlı ve kapsamlı analizler sunarken insan yaratıcılığı ve uzmanlığı, bu verilerin doğru bir bağlamda anlam kazanabilmesine ve kullanıcılarla gerçek bir bağ kurulabilmesine imkân sağlıyor. Bu iş birliği, SEO ve içerik pazarlama sektöründe değersiz içeriklerin yerini daha değerli içeriklerin alabilmesine ve kullanıcı ihtiyaçlarına daha etkili bir şekilde yanıt verilebilmesine fırsat tanıyor.

Toparlayacak olursak 2025 SEO ve içerik pazarlama dünyası, yapay zekâ destekli analizlerin sunduğu hız ve ölçeklenebilirlik ile insan uzmanlığının sağladığı özgünlük, bağlam ve derinlik arasında sağlam bir denge kurmayı gerektirecek. Yapılandırılmış veri, sıfırıncı sıra optimizasyonu, kullanıcı odaklı stratejiler ve veri analitiği gibi unsurların bir araya geldiği entegre bir yaklaşım, 2025’te sürdürülebilir başarının mutlak anahtarı olacak.

Markalar yalnızca algoritmaların gerekliliklerini karşılamakla kalmayıp, kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarını anlayan ve bu ihtiyaçlara etkin bir şekilde yanıt veren bir yaklaşımla ilerlemek zorunda. Bu dengeyi kurabilenler hem arama motorlarında daha güçlü bir konum elde edecek hem kullanıcılar nezdinde uzun vadeli güven ve bağlılık inşa etmeyi başaracak.

2025 yılına girerken içerik pazarlaması ve SEO, tüketici davranışlarını merkeze alan daha kişiselleştirilmiş ve stratejik bir yapıya dönüşüyor. Bu yıl markaların aşağıdaki alanlara odaklanması gerektiğini düşünüyorum:

  • Kullanıcı Odaklı İçerik: Kullanıcıların arama niyetlerini derinlemesine anlamak ve bunu içerik stratejilerine yansıtmak kritik. Google’ın sürekli gelişen algoritmaları, kullanıcı memnuniyetini birincil öncelik haline getiriyor.
  • Uzun Biçimli ve Derinlemesine İçerikler: 2025, yüzeysel değil, bilgi dolu ve kaynakça gösteren içeriklerin yükselişe geçtiği bir yıl olacak.
  • Etkileşimli İçerikler: Quizler, interaktif infografikler ve videolar, kullanıcıların daha fazla zaman geçirmesini sağlayarak SEO’ya katkı sağlayacak..
  • E-E-A-T: Özellikle sağlık ve finans alanındaki içerikleri için, güvenilir kaynaklardan alınan veriler ve uzman imzalar içeriklerin gücünü artıracak.

AI artık içerik üretiminde oyun değiştirici bir rol üstleniyor, ancak insan dokunuşu hâlâ vazgeçilmez.

2025 için önerilerim:

  • AI’ın Çözebildiği Problemler:
    • Veri analizini hızlandırarak trendleri daha çabuk tespit edebilir.
    • Kısa içeriklerin veya taslakların hızlıca oluşturulmasını sağlar.
    • Çok dilli içerik üretiminde maliyetleri düşürür.
  • İnsan Deneyiminin Önemi:
    • AI’ın oluşturduğu içeriklerin insanlara hitap edecek şekilde incelenmesi, düzenlenmesi ve duygu katılması gerekir.
    • Strateji belirleme, kreatif fikirler geliştirme ve karmaşık anlatımları sadeleştirme, insan zekâsının kritik olduğu alanlardır.

Doğru çerçeve, AI ile insan yeteneklerini birleştirerek hibrit bir model yaratmaktır. Örneğin, AI içerik taslağı oluşturur; uzman bir içerik üreticisi bunu optimize eder ve son kullanıcıya uygun hale getirir.

Yapay zeka, içeriklerin keşfedilme ve tüketilme biçimini önemli ölçüde değiştirmeye devam ediyor.

2025 için öngörülerim:

  • Sesli Arama ve Doğal Dil İşleme (NLP): Kullanıcılar daha çok sesli aramalara yönelirken, doğal ve konuşma diline uygun içerikler ön plana çıkacak.
  • Chatbot ve Sanal Asistanlar: Yapay zeka tabanlı asistanlar, belirli arama sorgularına doğrudan yanıt vererek, tıklama oranlarını ve trafik akışını değiştirebilir.
  • Görsel ve Video Aramaları: Görsel tanıma teknolojisiyle optimize edilmiş görseller ve videoların arama sonuçlarında daha fazla yer alması bekleniyor.
  • Yapay Zekalı SERP (Arama Motoru Sonuç Sayfası): Google’ın yapay zeka ile daha kişiselleştirilmiş sonuçlar sunması, içeriğin doğru biçimde yapılandırılmasını ve zengin snippet’lerin daha önemli hale gelmesini gerektirecek.

2025 yılı, içerik ve SEO stratejilerinde yenilikçi adımlar atmayı gerektiriyor. İster bir dijital pazarlama yöneticisi olun, ister bir içerik üreticisi, bir girişimci ya da küçük bir işletme sahibi, herkesin bu değişen dinamiklere uyum sağlaması kritik önemde. Önerim, AI teknolojilerini öğrenip entegre etmek, kullanıcı odaklı ve derinlemesine içerikler üretmeyi önceliklendirmek ve sürekli değişen arama motoru algoritmalarını yakından takip ederek stratejilerinizi buna göre güncellemek olacaktır. Herkes için önemli olan nokta, içeriğin sadece teknik açıdan değil, değer yaratma açısından da anlamlı olmasını sağlamaktır.

“Dijital dünya için “Fragmanlar Senesi” olarak adlandırabileceğimiz bir yılı geride bıraktık!”

Gen-AI hayatımızı öyle bir hızla ele geçirdi ki yeni girişimler, projeler, görev tanımları da beraberinde geldi. 2025 yılında da bu fragmanın devamı olarak yapay zekânın tüm iş süreçlerinin vazgeçilmez bir parçası olacağını düşünüyorum. Geride bıraktığımız sene yapay zekâya daha kontrolcü ve daha keşifçi yaklaştık ama 2025 yılının trendleri gösteriyor ki yapay zekâyı iş süreçlerinin bir parçası hâline getiremeyenler için bazı riskler var.

İçerik pazarlamasının geleceğinde yapay zekâ kullanımı ve veri analizinin çok daha önemli bir hâle geleceğini düşünüyorum. Gen-AI araçları markaların doğru hedef kitleyle buluşmaları ve kişiselleştirilmiş bir içerik deneyimi sunmaları için ciddi fırsatlar yaratabilir. Markaların içeriklerini oluştururken sadece SEO'yu değil aynı zamanda kullanıcı deneyimini de göz önünde bulundurmaları çok önemli.

Markaların kaliteli ve güvenilir içerikler üretmesi, uzmanlık alanlarında otorite oluşturması gerekecek. Organik sıralama alabilmek için içeriklerin yalnızca optimize edilmesi artık yeterli değil. Kullanıcıyı, değer yaratan doğru bilgiye ulaştırmak içeriğin kalitesini tanımlayan odak konu olacak. Bu nedenle de markaların içeriklerini daha etkili hâle getirebilmesi için üretken yapay zekâ araçlarından faydalanmaları gerektiğini düşünüyorum.

Sesli aramalar ve video içerikler de 2025'te içerik stratejilerinin merkezine yerleşecek. Sesli arama kullanımının arttığı durumda içeriklerin doğal dil kullanımına daha yakın soru-cevap formatlarında olması önemli. Video içeriklerin kullanımı ise sosyal medya etkileşimleri ve gelişmekte olan teknolojiyi takip eden/süreçlerine entegre edebilen markaların imajı için büyük önem taşıyor bana göre.

Yapay zekâ, içerik üretiminde dijital bir dönüşüm yaratıyor.”

Veri analizi söz konusu olduğunda yapay zeka büyük miktarda veriyi hızla işleyebiliyor ve içerik önerileri sunabiliyor. Bu sayede markalar doğru konulara odaklanabiliyor, anahtar kelimeleri daha verimli kullanabiliyor ve hatta içerik stratejilerini optimize edebiliyor. Yapay zekâ araçları ile içeriği hızlı bir şekilde üretmek, düzenlemek ve optimize etmek de mümkün.

Yapay zekânın sunduğu birçok fayda olsa da insan deneyimi hâlâ kritik önem taşıyor. İnsanlığın ortak deneyimleri, tecrübeleri ya da diğer bir deyişle mirası da diyebiliriz; Gen-AI araçlarının her geçen gün gelişimine katkı sağlıyor. Tüm bu araçlar bizden besleniyor, öğreniyor ve gelişiyorlar.

Yakın bir zamana kadar yapay zekâ; analiz yapabilme, duygusal bağlantılar kurma, özgün ve yaratıcı içerikler üretme konusunda çok daha sınırlıydı. Şu an ise dili çok doğal bir şekilde işliyor, akıcı bir şekilde sizinle sesli sohbet edebiliyor, dahası yapay zekâ ile video konferans bile yapabiliyorsunuz. Tüm bu gelişmeler oldukça heyecan verici. Aslında buradaki sihir, yapay zekâ araçlarının yapabildikleriyle insan yaratıcılığını ve deneyimini bir araya getirmekten ibaret.

“2025 yılında sadece topluluk yönetmekte değil, topluluklar yaratmada da AI’ın rolünün çok önemli olduğunu düşünüyorum.”

Yapay zekâ topluluk yönetiminde çok kritik bir öneme sahip. Büyük verilerin analizinden, kullancının etkileşime geçecebileceği içerik türlerini segmentlemeye, kullanıcıların sorularına hızlı, doğru ve etkili yanıtlar bulmasından sentiment analizine (duygu analizi) kadar pek çok alanda çok uzun zamandır yapay zekâyı iş süreçlerimize dâhil etmiştik. Şu an kendi datalarımızla eğittiğimiz, kullanıcılara support veren bir yapay zekâ çalışanımız bile var!

Yapay Zekâ Fenomenler kendi topluluklarını yaratmaya başladılar bile. Topluluğun dilini konuşuyor, onları en hızlı ve doğru bilgiye ulaştırmayı başarıyorlar. İş birlikleri yaparak markaların kampanyalarını destekliyorlar. Bunun çok önemli bir ihtiyaca karşılık geldiğine inanıyorum.

Markaların pazarlama faaliyetlerindeki başarısını belirleyen en önemli faktörlerden biri de hedef kitleleriyle bağ kurabilmeleri. Elbette mesajlarının doğru şekilde hedef kitleyle buluşması için de zaman ve kaynak ayırmaları gerekiyor. Bu da bazı zorlukları beraberinde getiriyor. Ancak AI Fenomenler ile birlikte markalar, hedef kitleleriyle rahatlıkla buluşabiliyorlar. “Neden” derseniz:

  • AI Fenomenler tamamen dijital olduğu için her yerde ve her zaman kullanılabilir. Bugün AI Fenomeninizi Paris seyahatine göndermeniz için bilgisayar başına oturmanız ve birkaç saat harcamanız yeterli.
  • Markalar, AI Fenomenlerin görsellerini ve karakter özelliklerini kendi marka değerlerine uygun olarak şekillendirebiliyor. “Benimle iş birliği yaparken mavi giysin.” değil, “Her zaman mavi kıyafetler giysin.” diyebiliyorlar.
  • Ayrıca AI Fenomenler, markaları yenilikçi ve teknoloji dostu olarak konumlandırıyor. Yenilikleri takip eden, yeni teknolojileri kullanan, trendlerin gerisinde kalmayan markalar hedef kitleleriyle daha kolay bağ kuruyor. Özellikle genç ve teknolojiye meraklı hedef kitleler için etkili bir iletişim aracı oluyorlar.

Çok özel bir beceri setini üstlenmenin tam zamanı!

Mevcut içeriklerden yeni yazılacaklara, e-postalardan sosyal medya postlarına kadar tüm içeriklerin tüketim şeklini etkileyecek bir yıl olacak. Hedef kitle için en iyi kelime dağarcığını önermenin ve pahalı araçlar yerine AI toolları kullanarak yeteneği tüm ekibe yaymanın tam zamanı. Bilgisayarınızın sizin için ne yapmasını istiyorsunuz? Aklınızdan geçeni yapabilmenin yılı 2025 olacak!

Rekabet bir avantaj değil temel beklenti olacak

Yapay zekayı benimseyen ekipler için rekabet avantajı bir sonuç değil temel bir beklenti olmaya başladı bile. Günceli canavar gibi takip eden ve iş akış süreçlerine dahil edebilen ekipler, yapay zeka destekli içerikler oluşturarak yaratıcılığa daha derin entegrasyonlar yapacak. Bu sayede kitlelerle daha anlamlı bağlantılar kurulabilecek.

AI desteğiyle oluşturulan içerikler, bağlantılar ve ardından yapılacak performans analizleri; uzmanların sonuçlara ve koruma önlemlerine odaklanmasına da fırsat tanıyacak. Nicelikten çok niteliğe odaklanan, süreçleri AI odaklı sonuçlara göre uyarlayan ekipler; test etmeye ve iyileştirmeye sürekli devam ederek yılı başarılı şekilde tamamlayabilir.

Arama motorları yerini cevap motorlarına bırakacak

Geleneksel arama motorları, kullanıcıların sorgularına yanıt bulduğu birer rehber olmaktan çıkıp doğrudan doğruya cevap veren birer yapay zeka asistanına dönüşüyor. 2025’te yapay zeka destekli sistemlerin sunduğu bu dönüşüm, bilgiye ulaşım sürecini hızlandırırken içerik üretiminde de köklü değişiklikler yaratacak. Optimizasyon stratejileri artık yalnızca anahtar kelime hedeflemeye değil aynı zamanda AI algoritmalarının içerik anlayışını geliştirmeye odaklanacak.

2025’e yaklaşırken, yapay zeka destekli arama motorlarının günlük hayatımızdaki bilgi arama ve keşif süreçlerine nasıl bir dönüşüm getireceğini hepimiz merak ediyoruz. Bilgiye ulaşma ve tüketme biçimlerimizin hızla değiştiği bu dönemde, yapay zeka teknolojileri arama deneyimlerimizi nasıl daha etkileşimli, kişisel ve verimli hale getirecek? Sizler için hazırladığım makalede kişisel deneyimlerimizin nasıl iyileştirileceği, arama sonuçlarında güvenilirliğin nasıl sağlanacağı, sesli ve görsel aramaların yaygınlaşma durumu, reklam-pazarlama stratejileri ve etik ile gizlilik konularındaki gelişmeler üzerinde duracağım.

Kişisel Deneyimlerimiz Nasıl Daha İyi Hale Gelecek?

Öncelikle, arama motorları, öğrenme yetenekleri sayesinde ilgi alanlarımızı ve arama alışkanlıklarımızı zamanla daha iyi anlayacak. Bu, arama motorlarının bize önerdiği içeriklerin daha alakalı ve kişisel olmasını sağlayacak.

Örneğin, belirli bir konuda sıkça araştırma yapmamız, arama motorunun bu konularla ilgili daha derinlemesine ve güncel bilgiler sunmasını sağlayacak. Böylece, zamanınızı daha verimli kullanarak, ilgi alanlarımıza uygun kaliteli içeriklere hızlıca ulaşabileceğiz.

Ayrıca, yapay zeka destekli arama motorları, kullanım tarzlarımıza ve tercihlerimize göre optimize edilmiş arayüzler sunarak arama deneyimlerimizi daha kullanıcı dostu hale getirecek. Mesela, sık kullanılan arama terimlerimiz önceden tahmin edilerek arama sürecimiz hızlanabilir veya daha önce ilgilendiğimiz konularla ilgili yeni gelişmeleri daha çabuk öğrenebiliriz. Bu sayede, aradığımız bilgilere ulaşmak için harcadığımız zaman azalacak ve bilgiye daha zahmetsiz şekilde ulaşabileceğiz.

Dil işleme teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde ise arama sorgularımızı daha doğal bir şekilde yapabileceğiz. Yani, resmi olmayan dil kullanarak veya konuşma diline yakın ifadelerle bile arama yapabiliyor olacağız. Bu durum, özellikle mobil cihazlar ve akıllı asistanlar kullanırken çok daha doğal ve etkileşimli bir deneyim yaratacak.

“Yapay zeka, içerik doğrulama süreçlerini daha sofistike hale getirecek gibi gözüküyor.”

Arama motorları, makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak içeriğin kaynağını, tarihçesini ve diğer metinlerle olan ilişkisini analiz edebiliyor. Bu sayede, yanıltıcı bilgileri veya yanlış bilgilendirmeyi barındıran içerikleri tespit etmek ve sıralamada geriye atmak mümkün olacak. Yani, arama yaptığımızda karşımıza çıkan bilgiler daha doğru ve güvenilir kaynaklardan geliyor olacak.

Yapay zeka algoritmaları, kullanıcı geri bildirimlerini ve etkileşimlerini de dikkate alarak sürekli kendini güncelleyecek ve öğrenecek. Eğer bir içerik kaynağından sağlanan bilgiler sıklıkla yanlış çıkarsa veya kullanıcılar tarafından güvenilmez olarak işaretlenirse, bu kaynaklar zamanla daha az öne çıkarılacak. Bu da bizim daha güvenilir bilgilere hızla ulaşmamızı sağlayacak.

Yapay zeka ayrıca sahteciliği ve manipülasyonu tespit etmede de önemli rol oynayabilir. Örneğin, görsel içeriklerde yapılan düzenlemeler veya manipülasyonlar, gelişmiş görüntü tanıma teknolojileri sayesinde tespit edilebilir. Bu teknolojiler, görsellerin orijinalliğini kontrol ederek, bizlere sunulan bilginin doğruluğunu artırabilir.

Bunlarla birlikte, yapay zeka destekli arama motorları, çeşitli dil ve kültürlerdeki içerikleri daha iyi anlama ve değerlendirme yeteneğine sahip. Bu bizim için, çok dilli ve kültürlerarası içeriklerin doğruluğunu artırarak, global bir kullanıcı kitlesi için daha kapsayıcı ve erişilebilir bilgi sağlamak anlamına geliyor.

“Sesli aramalar, yazılı metin yerine doğal dil kullanarak bilgi aramamıza olanak tanıyacak.”

Akıllı asistanlar ve ev içi sesli yardımcılarla entegrasyon arttıkça, sadece birkaç kelime söyleyerek veya bir soru sorarak istediğimiz bilgilere ulaşabileceğiz. Bu özellikle eller serbest modda bilgi aramayı tercih edenlerimiz veya yazmayı zor bulanlarımız için çok büyük bir kolaylık sağlayacak.

Görsel aramalar da benzer şekilde daha kullanışlı hale gelecek. Akıllı telefonlarınızın kameralarını kullanarak bir ürünün, sanat eserinin veya herhangi bir nesnenin fotoğrafını çekip, bu görseller üzerinden arama yapabiliyoruz. Yapay zeka, görselleri analiz ederek ne hakkında bilgi aradığımızı belirleyecek ve ilgili sonuçları bize hızla sunacak. Bu özellik alışveriş yaparken, yeni yerler keşfederken veya sadece çevremizdeki dünyayı daha iyi anlamaya çalışırken bize büyük yarar sağlayacak.

Yapay zeka, sesli ve görsel aramaların doğruluğunu ve alakalılığını artıracak algoritmalar geliştirerek, bu teknolojilerin kullanımını daha da yaygınlaştıracak. Örneğin, bir restoranın dış görünüşünün fotoğrafını çektiğimizde, yapay zeka restoranın menüsünü, yorumlarını ve açık olduğu saatleri bizlere sunabilecek. Bu özellik, bilgi arama süreçlerimizi daha dinamik ve etkileşimli hale getirecek.

“Yapay zeka, reklam hedefleme süreçlerini çok daha hassas hale getirebilir.”

Gelişmiş algoritmalar, müşterilerimizin davranışlarını, ilgi alanlarını ve demografik özelliklerini anlamada daha derinlemesine bilgi sağlayabilir. Bu, hedef kitlenizi daha spesifik segmentlere ayırmamıza ve her bir segmente özel, kişiselleştirilmiş reklam kampanyaları hazırlamamıza olanak tanıyacak. Örneğin, bir kullanıcının geçmişte ilgi gösterdiği ürün türleri, alışveriş saatleri ve tercih ettiği içerik türleri gibi verileri analiz ederek, onlara en uygun teklifleri sunma şansımız artacak.

Yapay zeka destekli arama motorları, reklam içeriklerinin etkileşimini artırmak için de kullanılabilir. Algoritmalar, kullanıcıların nasıl bir içerikle daha fazla etkileşime girdiğini öğrenerek, bu bilgileri reklam metinlerimizi, görsellerimizi ve hatta çağrılarımızı optimize etmek için kullanılabilir. Bu süreç, reklam kampanyalarımızın etkinliğini artırırken, aynı zamanda reklam bütçemizin de daha verimli kullanılmasını sağlayacak.

Yapay zeka, sesli ve görsel arama trendlerini takip ederek bu platformlarda reklam fırsatlarını keşfetmemize yardımcı olabilir. Sesli arama kullanımının artmasıyla, sesli reklamların ve görsel arama teknolojileriyle entegre edilmiş reklamların önemi artabilir ve bu da reklam stratejilerimizi çoklu formatlara ve kanallara uygun hale getirmemize olanak tanıyabilir.

Yapay Zeka Kullanımının Etik ve Gizlilik Üzerindeki Etkileri

Yapay zeka destekli arama motorları, kullanıcı deneyimimizi kişiselleştirmek için arama geçmişimiz, konum bilgilerimiz ve davranışsal verilerimiz gibi çeşitli kişisel verilerimizi toplayacak ve işleyecek. Bu süreç arama sonuçlarının daha alakalı ve kişiselleştirilmiş olmasını sağlayarak bilgi erişimini kolaylaştıracak. Ancak bu verilerin nasıl toplandığı, saklandığı ve işlendiği büyük bir gizlilik ve güvenlik meselesi yaratabilir gibi gözüküyor.

Gizlilik konusunda, yapay zeka sistemlerinin şeffaflıklarını artırması oldukça önemli. Arama motorları, hangi verilerin toplandığını, bu verilerin nasıl kullanıldığını ve kullanıcıların veri üzerindeki kontrol haklarını açıkça belirtmeli.

Ayrıca, etik düzeyde, yapay zeka kullanımının potansiyel önyargıları ve ayrımcılığı nasıl etkileyebileceği üzerinde de durulması gerekiyor. Arama algoritmaları, topladıkları verilere dayanarak önyargılı sonuçlar üretebilir. Arama motorları, algoritmalarını düzenli olarak gözden geçirmeli ve her türlü önyargıyı minimize etmeye çalışmalıdır.

Yapay zeka kullanımının artmasıyla birlikte, veri ihlalleri ve güvenlik tehditleri de artabilir gibi gözüküyor. Kişisel verilerimizin korunması için arama motorları gelişmiş güvenlik protokolleri ve veri koruma önlemleri uygulamalı.

Dijital Dünyada Yeni Bir Dönem Başlıyor

Yapay zeka teknolojilerinin arama motorlarına entegrasyonu, 2025 yılında bilgi arama ve tüketme deneyimlerimizi köklü bir şekilde dönüştürecek gibi görünüyor. Kişiselleştirilmiş arama deneyimleri, güvenilir bilgi kaynaklarına daha hızlı erişim, sesli ve görsel aramaların artan kullanımı, hedeflenmiş reklam stratejileri ve gelişmiş gizlilik korumaları, bu teknolojik ilerlemenin bize sağlayacağı başlıca avantajlar arasında yer alıyor.

Bu gelişmeler, hem bireylerin hem de işletmelerin çevrimiçi varlıklarını nasıl yönettiklerini yeniden şekillendirecek ve dijital bilgi ekosistemini daha da ileriye taşıyacak. Bu nedenle, yapay zeka destekli arama motorlarının getireceği yenilikleri anlamak ve bu teknolojilerin etik kullanımını sağlamak, tüm kullanıcılar için hayati öneme sahip olacak. Yeni döneme uyum sağlarken, bu değişikliklerin farkında olmak ve gerektiğinde uygun düzenlemeleri yapmak, bilgiye erişimde yeni bir çağı başlatacak.

Son birkaç yıl dijital dünya için oldukça hareketli geçti, ancak benim için özellikle dikkat çeken olaylardan biri, Google’ın API dokümantasyonu sızıntısı oldu. Bu doküman, 14.000’den fazla sıralama metriğiyle algoritmanın karmaşık yapısına dair çarpıcı bir genel bakış sundu. Özellikle doküman içerisinde çok katmanlı yapının vurgulanması, mevcut bilgilerimizi pekiştiren unsurlarla dikkat çekerken, bazı detaylar şaşırtıcı oldu. Örneğin, Google’ın daha önce reddettiği bazı faktörlerin değerlendirmeye alındığını öğrenmek, kimi için sürprizdi, kimi içinse değildi. 😊

Hem sektör genelinde hem şirketim Kriko’da, Google’ın söylem ve yönlendirmelerinin genellikle dikkat dağıtmayı ve topluluğu manipüle etmeyi hedeflediğini gözlemliyordum. Bu yüzden, sızıntıdaki bilgiler ışığında SEO stratejilerini yeniden şekillendirmenin oldukça anlamlı olacağını düşünüyorum.

SEO’nun Evrimi: UX ve CRO’ya Yaklaşım

SEO, artık ücretli reklamlardan bir adım daha kullanıcı deneyimi (UX) ve dönüşüm oranı optimizasyonuna (CRO) yakın bir noktada konumlanıyor. Deneyim odaklı bu yeni yaklaşımda içerik stratejilerinin katkısı tartışılmaz. Gerek bütünsel "amiral içerikler", gerekse spesifik alt başlıklarda ele alınarak farklı sayfalarda yayınlanan içerikler, sitenin genel bilgi mimarisi içinde dikkatle konumlandırılıyor.

Özellikle LSI (Latent Semantic Indexing) ile içerik testlerinin sonuçlarını değerlendirirken, N-gram analizleri sayesinde içeriklerin ilişkilerini, iç linkleme stratejilerini, navigasyon yapısını ve arayüzdeki yerleşimlerini optimize ediyorduk. Bu, yalnızca botlar için değil, son kullanıcı için de kritik bir faktördü. Yani, aslında konusal otorite yaklaşımları "yeni" bir konu değil; yıllardır hayatımızda var olan bir gerçek. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. 😊

PageQuality ve İnsan Eforunun Önemi

PageQuality metriği, içeriğin oluşturulması için harcanan çabayı değerlendiren bir ölçüt. Bu, tamamen yapay zekâ ile üretilen içeriklerin olumlu değerlendirilmediğini, ancak bu içeriklerin insan dokunuşuyla düzenlenmesinin performansı artırabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla, insan eforu 2025 ve sonrasında da SEO’nun en önemli unsurlarından biri olmaya devam edecek.

İçerik Uzunluğu ve Konu Derinliği

Herkes içeriklerin taze, detaylı ve uzmanlık odaklı olması gerektiğini biliyor. Ancak sızıntıda yer alan numTokens değişkeni, içerik boyutunun sınırlı tutulması gerektiğine işaret ediyor. Bu da çok uzun içeriklerin beklentilerin aksine performans kaybına neden olabileceğini gösteriyor. Benzer şekilde, focusScore ve Radius parametreleri, bir sitenin belirli bir konuya ne kadar bağlı kaldığını ve sayfa düzeyinde konusal ilişkileri analiz ediyor. Dolayısıyla içerik, yalnızca kendi başına özgün ve yetkin olmakla kalmamalı; site genelindeki bilgi mimarisiyle de uyumlu olmalı.

Marka Farkındalığı ve Google’ın Değerlendirmeleri

Sıralama faktörleri arasında marka ile ilgili sinyallerin ve çevrimdışı popülerliğin önemi artıyor. Ayrıca, Google’ın bir sayfanın son 20 sürümünü değerlendirerek yapılan değişikliklerin niteliğini analiz ettiği tahmin ediliyor. Bu, sitede yapılan düzenlemelerin stratejik ve uzun vadeli düşünülmesi gerektiğini gösteriyor.

Kullanıcı Davranışlarının Rolü

Temelde, kullanıcı verisi önemli bir sıralama sinyali. Google her ne kadar bunu reddetse de yapılan sızıntı, tıklama verileri ve Google Chrome’dan gelen trafik verilerinin analizlerde kullanıldığını doğruladı. Özellikle Navboost algoritması, kullanıcı tıklamalarını kaydedip davranışlara göre gerçek zamanlıya yakın sıralama değişiklikleri yapıyor. Bu, kullanıcı deneyiminin algoritmada değerlendirilen önemli bir faktör olduğunu kanıtlıyor. Ayrıca, bu verilerin 13 ay boyunca saklandığı ve değişikliklerin uzun vadeli bir etki yaratması gerektiği vurgulanıyor.

SEO’da içerik ve kullanıcı deneyimi artık birbirinden ayrı düşünülemez. Google’ın algoritmasının her geçen gün daha karmaşık hale gelmesi, stratejilerimizi bu doğrultuda şekillendirmemizi gerektiriyor. Doğru içerik mimarisi, kullanıcı odaklı yaklaşım ve stratejik düşünceyle hem botlara hem kullanıcılara hitap etmek mümkün.

2025 yılında içerik pazarlaması ve SEO stratejilerinde markaların öncelikli olarak marka otoritesine odaklanması gerekiyor

Arama motorları, markaların değerini ve güvenilirliğini belirlemek için yeni yöntemler geliştirirken, markaların güçlü ve tutarlı bir dijital kimlik oluşturmaları daha kritik hale geliyor. Markaların, kullanıcıların marka adlarını veya laternatiflerini içeren sorguları hedefleyen içerikler üretmesi ve dijital platformlardaki tüm varlıklarını düzenli olarak optimize etmesi gerekecek.

Bunun yanı sıra, video, ses, görsel ve metin formatlarını bir araya getiren bağlantılı içerik ekosistemleri, markaların kullanıcılarla daha derin bağlar kurmasını sağlayacak. Özellikle kısa videolar, yalnızca sosyal medya varlıkları olarak değil, aynı zamanda web sitelerinin temel içeriklerinde stratejik bir araç olarak kullanılmalı. Ayrıca, kullanıcı niyetine odaklanan içeriklerin artan önemi, markaların hızlı, doğru ve güvenilir bilgiler sunarak sıfır tıklama (zero-click) fırsatlarını değerlendirmelerini zorunlu kılacak. Bu süreçte, kullanıcı güvenini artıran özgün içerikler oluşturmak ve markanın uzmanlık alanlarını öne çıkarmak, SEO başarısının anahtarı olacak. Aslında, yıllar önce de markalara mikro içerik stratejisinden bahsediyorduk; bir temel içerik oluşturup, bu içeriği farklı platformlara uygun şekilde yeniden kullanmayı öneriyorduk. Örneğin, bir video kaydı, Instagram veya LinkedIn için kısa kliplere, Twitter için alıntılara dönüştürülebilir ve ardından makale haline getirilerek her platforma özel içerik sunulabilir. Bu yöntem, bir içeriğin erişimini ve etkisini artırırken, kullanıcıları orijinal uzun içerikle buluşturarak marka görünürlüğünü güçlendirir.

Bana sorarsanız, 2024 ve 2025 için de bunun daha kapsamlı bir versiyonundan bahsediyoruz; artık listeye ekleyeceğimiz daha fazla platform olduğu gibi, bu içerikleri üretme ve hayata geçirme sürelerimiz de kısalıyor, ancak bu alandaki rekabet de bir o kadar artmış durumda. Burada en önemli nokta, konuştuğumuz stratejilerin ne kadarını zaman kaybetmeden markamıza uyarlamak için inisiyatif alıyor, bütçe ve kapasite yaratabiliyor, ne kadarını ölçümleyip markamız veya müşterilerimiz için somut bir değer haline getirebiliyoruz.

Yapay zeka, içerik üretiminde birçok teknik problemi çözerek süreçleri hızlandırır ve insanlara yaratıcı görevler için daha fazla alan sağlar

Özellikle, anahtar kelime analizi, kullanıcı davranışlarının incelenmesi ve içerik optimizasyonu gibi görevlerde AI büyük bir yardımcı. Ancak tabi yapay zeka içerikleri otantik hale getiremez ve kullanıcılarla duygusal bir bağ kuramaz; bu noktada insan deneyimi kritik bir rol oynuyor. Gerçek hikayeler anlatmak, içeriklere insani bir dokunuş eklemek ve marka sesini yansıtmak gerekiyor.

Doğru çerçeve, yapay zekanın bir yardımcı olarak kullanılması ve yaratıcı, stratejik sürecin insan liderliğinde yürütülmesinden geçiyor.

Yapay zeka destekli arama motorları, içeriğin keşfedilme ve tüketilme biçimini tamamen değiştirecek

Büyük dil modelleri (LLM’ler), kullanıcı davranışlarına göre kişiselleştirilmiş sonuçlar sunacak ve içeriklerin daha çeşitli formatlarda tüketilmesini sağlayacak. Örneğin, bir kullanıcı arama yaparken yalnızca metin değil, ses, görsel ve video içeriklere dayalı sonuçlar da alabilecek. Bu, markaların içeriklerini farklı formatlarda sunmasını zorunlu kılacak.

Yapay zeka, kullanıcı niyetlerini daha iyi anlamaya başladıkça, markaların bu niyetlere uygun içerikler sunarak güvenilir bilgi kaynakları olarak öne çıkması gerekiyor. Bu, sıfır tıklama sonuçlarında yer almak, doğru yapılandırılmış veriler kullanmak ve markanın dijital kimliğini tutarlı bir şekilde konumlandırmak gibi alanlari daha cok onemsemek demek. Ayrıca, yapay zekanın sıralamalarda otorite ve güvenilirlik kriterlerini daha fazla dikkate alması, markaların yalnızca SEO açısından değil, genel dijital stratejilerinde de kullanıcı odaklı bir yaklaşım benimsemelerini gerektiriyor.

Markanıza özel içerik üretimine hemen başlayalım!